Aktuelles
  • Herzlich Willkommen im Balkanforum
    Sind Sie neu hier? Dann werden Sie Mitglied in unserer Community.
    Bitte hier registrieren

Neues Band zwischen Bosnien und Türkei

Banya Luka /Sirbistan ve Bosna Hersek için yatırım yapın çağrısı

Bosnalı Sırp lider İvaniç, "Türkiye'nin bölgede önemli bir role sahip olduğuna şüphe yok. Türkiye'nin Bosna Hersek'te ekonomi alanında baskın olması konusunda ısrarcı olacağım" dedi.

Sie haben keine Berechtigung Anhänge anzusehen. Anhänge sind ausgeblendet.


BANYA LUKA - Bosna Hersek'te, 12 Ekim'de yapılan devlet başkanlığı ve parlamento seçimlerinde Üçlü Devlet Başkanlığı Konseyi'nin Sırp üyeliğine seçilen Mladen İvaniç, Türkiye'nin bölgede önemli bir role sahip olduğunu belirterek, "Türkiye'nin Her zaman Bosna Hersek'te ekonomi alanında baskın olması konusunda ısrarcı olacağım" dedi.İvaniç, AA muhabirine, Bosna Hersek'teki seçimlerden hükümet kurma çalışmalarına, kurulacak yeni hükümetin hedeflerinden Türkiye ile ilişkilere birçok konuda değerlendirmede bulundu.Bosna Hersek'in geçmişte Dışişleri Bakanlığı'nı yaptığı dönemde, Türkiye'nin Bosna Hersek'teki diplomatik temsilcileriyle iyi ilişkileri bulunduğunu anlatan İvaniç, Türkiye'nin son derece ciddi bir ülke olduğunu kaydetti.İvaniç, Türkiye'nin etkisini daha çok ekonomik alanda kullanması gerektiğini belirterek, yatırımların ve iyi ticari ilişkilerin ardından politik etkinin geldiğini vurguladı. Geçmişte, kimi zaman bilinçli kimi zamansa bilinçsiz olarak yapılan bazı değerlendirmelerin Bosna Hersek'teki tüm halklarca aynı şekilde karşılanmadığını dile getiren İvaniç, "Bu konuda biraz daha dengeli olunması gerektiğini düşünüyorum. Türkiye'nin sadece Bosna Hersek Federasyonu'nda değil, aynı zamanda Bosna Sırp Cumhuriyeti'nde de yatırım yapmasını istiyorum. Ayrıca, Türkiye'nin Novi Pazar ve Kosova ile ilgili açıklamaları neticesinde durgunlaşan Sırbistan ilişkilerini de aşmasını diliyorum" ifadesini kullandı.İvaniç, Türkiye ile Sırbistan arasındaki ilişkilerdeki durgunluğun aşılarak, yeniden iyi ilişkiler kapısının açılmasını dileyerek, bunun Bosna Hersek, Sırbistan ve Türkiye arasındaki üçlü zirve toplantılarının yeniden yapılmasına da imkan sağlayacağını söyledi. Bunun şu an itibarıyla gerçeklikten uzak olduğunu savunan İvaniç, "Ancak, yavaş ve emin adımlarla, geçmiş yıllarda açılan bu hafif yaraların iyileştirilmesi ve yeniden iyi ilişkilerin başlaması gerekiyor. Türkiye'nin bölgede önemli bir role sahip olduğuna şüphe yok. Türkiye'nin her zaman Bosna Hersek'te ekonomi alanında baskın olması konusunda ısrarcı olacağım. Bana göre, bu insanların en fazla çıkar sağlayacağı, en uzun vadeli konu" şeklinde konuştu.- "Sırbistan seçimlere karışmadı"İvaniç, Sırbistan'ın hiçbir zaman Bosna Hersek'teki hükümet kurma çalışmalarına müdahale etmediğini ve etmeyeceğini belirterek, Sırbistan'ın bu konuda son derece tarafsız bir tutum sergilediğini ve mantıklı olanın da bu olduğunu ifade etti.Bosna Sırp Cumhuriyeti Başkanı Milorad Dodik'in partisinin seçim mitingine 4 yıl önce katıldığı için dönemin Sırbistan Cumhurbaşkanı Boris Tadiç'i sert bir şekilde eleştirdiğini hatırlatan İvaniç, şunları kaydetti:"Tadiç, bu hareketi ile Bağımsız Sosyal Demorkatlar Birliği (SNSD) yanlıları ve diğerleri olmak üzere Sırp halkını ikiye böldü. Bugünkü Sırbistan yönetimi, Cumhurbaşkanı Tomislav Nikoliç ve Başbakan Aleksandar Vuçiç, Bosna Hersek'in içişlerine karışmayıp, herkesle iş birliği kurarak en büyük akıllılığı yaptı." İvaniç, Bosna Hersek Üçlü Devlet Başkanlığı Konseyi'nin Sırp üyesi olarak Sırbistanlı yetkililerle iyi ilişkiler kuracağından emin olduğunu vurgulayarak, "Her ne kadar 'rakip partiden' olsa da Milorad Dodik de Sırbistan ile iyi bir işbirliği içinde. Sırbistan hem beni hem onu önemseyecektir. Bunun son derece mantıklı bir durum olduğunu düşünüyorum" diye konuştu.Seçim öncesinde "Sırbistan'ın doğrudan desteğine sahibiz" söylemleri yapanların doğruyu söylemediğini öne süren İvaniç, Sırbistan'ın 12 Ekim'Maradona seçimlere doğrudan karışmadığını, ciddi bir politik desteğin olmadığını vurguladı.- "Hükümet kurmaya hazırız"İvaniç, hükümet kurma çalışmaları kapsamında, Demokratik Eylem Partisi (SDA), Demokratik Cephe (DF), Demokratik İlerleme Partisi (PDP), Sırp Demokratik Partisi (SDS), Ulusal Demokratik Hareket (NDP) arasında imzalanan koalisyon anlaşmasına ilişkin, "Devlet düzeyinde hemen hükümet kurulması konusunda hazırız" dedi.Kurulacak koalisyonda ülkedeki en büyük Hırvat partisi olan Hırvat Demokratik Birliği'ne (HDZ BIH) de yer olduğunu anlatan İvaniç, "HDZ BIH'in de koalisyona katılmasını bekliyoruz. Eğer bu gerçekleşirse yeni bakanlar kurulunu yıl sonuna kadar kurubileceğimizi düşünüyorum" ifadesini kullandı.İvaniç, hükümet kurma çalışmalarında hiç kimsenin HDZ BIH'i elemek istemediğini belirterek, "Onlar birilerinin onların arkasından iş yaptığını düşünüyor, ancak durum öyle değil. Hükümet kurma çalışmaları kapsamında ilk müzakere başlatan onlardı. Ancak kurdukları temel, Bosna Hersek'in yönünü belirleyebilecek kadar sağlam değildi" şeklinde konuştu.- Bosna Hersek'in AB ve NATO üyelikleriHükümet kurma çalışmaları kapsamında, NATO'ya üyelik için şart koşulan "ülkenin askeri mal varlığının kayıt altına alınması" konusunda uzlaşma sağlandığını anlatan İvaniç, bu konuyla ilgili politik sorunların olmadığını ve Bosna Hersek'in NATO üyeliği yolundaki sorumluluklarını yerine getirmeye devam edebileceğini kaydetti.İvaniç, kamu borçlanmalarının azaltılması, bütçenin daha istikrarlı hale getirilmesi konularının da gündemlerinde olduğunu belirtti.Askeri mal varlığının kayıt altına alınmasının, Bosna Hersek'in NATO Eylem Planı'nın etkinleştirilmesi için ortaya konulan şartlardan biri olmasına rağmen, Bosna Hersek'in NATO üyeliği konusunda başka adımların beklenmemesi gerektiğini söyleyen İvaniç, "Üzerinde anlaştığımız bu konulardan daha ileriye gitmenin gerçekçi olmadığını düşünüyorum. Askeri mal varlığının kayıt altına alınması, daha üzerinde anlaşılan bir konuydu. Bu yeterli. Bu yeni dönemde NATO üyeliği konusunda büyük bir adım atmak gerçekçi değil. NATO da bizden bunu istemeyecektir" dedi.İvaniç, diğer bölge ülkeleriyle kıyaslandığında, Bosna Hersek'in Avrupa Birliği (AB) üyeliği konusunda sonuncu sırada bulunduğunu belirterek, son dört yıl içerisinde yok denecek kadar az sayıda ciddi devlet liderinin Bosna Hersek'i ziyaret ettiğine işaret etti.Geçen dönemde Üçlü Devlet Başkanlığı Konseyi'nin bu konuda son derece pasif kaldığını savunan İvaniç, sözlerini şöyle tamamladı:"Bu dönemde genellikle bazı yerel ve bölgesel ziyaretler gerçekleştirildi. Üçlü Devlet Başkanlığı adına bunun değiştirilmesi gerektiğini düşünüyorum. Ancak bunun gerçekleşmesi için bazı somut adımları atılması ve olumlu bir klima ve ortam yaratılması gerek. Eğer hükümeti hızlı bir şekilde kurarsak, koordinasyon mekanizmasının kilidini açarsak, bunun karşılığında olumlu haberler alabilir, dostlarımızdan destek almak ya da ortaklar bulmak için dünyaya açılabiliriz. Bunun mümkün olduğuna inanıyorum."Bosna Hersek'te 12 Ekim'de yapılan Devlet Başkanlığı ve parlamento seçimlerinde, Üçlü Devlet Başkanlığı Konseyi'nin Boşnak üyeliğine Bakir İzzetbegoviç, Hırvat üyeliğine Dragan Çoviç, Sırp üyeliğine de Mladen İvaniç seçilmişti. (A.A)
 

Anhänge

    Sie haben keine Berechtigung Anhänge anzusehen. Anhänge sind ausgeblendet.

ja, wie man es vermutet hat:
Es sind eher atypische Entwicklungsprojekte, die von der Türkei alimentiert werden. Ein Schwerpunkt der bilateralen Zusammenarbeit gilt nämlich der Restaurierung und Erhaltung des gemeinsamen kulturellen Erbes. Sei es die unter Sultan Mehmed IV. im 17. Jahrhundert erstellte und im Zweiten Weltkrieg schwer beschädigte Brücke von Konjic, die vom Literaturnobelpreisträger Ivo Andric in seinen Büchern so prosaisch beschriebene Mehmed-Pasa-Sokolovic-Brücke von Visegrad oder seien es zahllose Moscheen und Tekken im ganzen Land: Seit Jahren werden von der Türkei unter dem Titel der Entwicklungspolitik vor allem architektonische und religiöse Überbleibsel aus osmanischer Zeit zu altem Glanz poliert.


Den Rahmen traditioneller Entwicklungshilfe sprengt auch die Finanzierung eines Museums zum Gedenken an Srebrenica und an den Bosnienkrieg, bei dem die Türkei als Schutzmacht der bosnischen Muslime aufgetreten war. Gleiches gilt für die ebenfalls aus dem Budget der Entwicklungshilfe bezahlte Renovation des Geburtshauses des ehemaligen bosnischen Staatspräsidenten Alija Izetbegovic. Dieser wird in der Türkei nicht zuletzt als islamischer Intellektueller verehrt. Er soll seinem Freund Erdogan im Oktober 2003 auf dem Sterbebett – so pflegt es jedenfalls der türkische Regierungschef zu erzählen – die Pflege Bosniens anvertraut haben, ein «Vermächtnis», das damals in Bosnien selbst in islamischen Kreisen für einige Irritationen sorgte.
Das macht die türkische Osmanenfraktion hauptsächlich für sich selbst. Vermächtnis an Erdogan ... :lol:


In der Bevölkerung werden die Verdienste der Türkei um den Erhalt wertvoller Moscheen und Brücken durchaus anerkannt. An kritischen Stimmen fehlt es aber nicht. Eine lokale Journalistin, die namentlich nicht genannt sein will, würde sich wünschen, das viele türkische Geld, das seit Jahren landesweit in Moscheen gesteckt werde, würde einmal in Fabriken, Industrien und Werkhallen fliessen. Zwar sei das Engagement Ankaras löblich. Angesichts einer Arbeitslosenrate von 43% und einer seit Jahren nicht vom Fleck kommenden Wirtschaft erscheine den meisten Bosniern die Schaffung von neuen Arbeitsstellen aber weit wichtiger als Investitionen in alte Kulturgüter.


Nicht nur Lob erntet auch Ankaras Engagement im bosnischen Bildungswesen. Nach dem Finanzsektor, in dem sich die vom türkischen Staat kontrollierte Ziraat Bank eine wichtige Position aufgebaut hat, liegt das Bildungssystem an zweiter Stelle punkto türkischer Investitionen. Allein in Sarajevo existieren zwei türkische Universitäten, in denen sich türkische und heimische Studierende durchmischen. Aus der Türkei reisen dabei nicht zuletzt religiös-konservative Studentinnen an, zumal in Bosnien, anders als in der Türkei, auch Trägerinnen des Kopftuchs jedes Studium offensteht. Zahlreiche weitere türkische Schulen existieren, darunter 15 Einrichtungen, die sich dem Gedankengut des türkischen Predigers Fethullah Gülen verpflichtet fühlen.
Religiös-konservative türkische Kopftuchtanten braucht man in Bih so dringend wie Überschwemmungen.
 
Wir lieben das türkische Volk. Was die Politiker verbocken ist uns egal. Ich würde auch nicht so viel in BiH stecken wen ich weiss das es gefressen wird. Europa muss leider weil sie ja unbedingt die Führungsrolle Haben wollten.
Hast du dich mal gefragt warum Europa das tut? Und was passieren würde wenn Bosnien der EU egal wäre?
 
Ich muss BJ aber in einem Punkt Recht geben. Wenn wir ihnen helfen sollen, dann mit Schulen. Moscheen werden sie genug haben.

Das Land hat aber sehr große strukturelle Probleme.
 
Immer dieses Moschee-Argument. Warum versteht ihr das nicht irgendwann mal endlich? Meistens werden Moscheen durch Spenden von Privatpersonen oder durch die Finanzierung islamischer Gemeinschaften gebaut. So spende ich auch jedes Jahr Geld an unsere Islamska Zajednica, die neue Moschee in meiner Stadt wurde durch Spenden aus BiH, der Diaspora und eben der Türkei gebaut.

Wenn ihr euch also so sehr Schulen wünscht startet Initiativen, macht Spendenaufrufe..... Genau das selbe hat eben auch der Imam meiner Stadt gemacht - ein Projekt gestartet.
 
Zurück
Oben