Aktuelles
  • Herzlich Willkommen im Balkanforum
    Sind Sie neu hier? Dann werden Sie Mitglied in unserer Community.
    Bitte hier registrieren

[Türk Silahlı Kuvvetleri] - Turkish Armed Forces - Türkische Streitkräfte

Suçüstü yakalanan Tanr?verdi?yi ihbar eden i?adam?,?Vatan?m için yapt?m? dedi


Jetzt kommen genaue Infos über den Ablauf.

[h=2]Suçüstü yakalanan Makine ve Kimya Endüstrisi Kurumu (MKEK) Silah Fabrikası Müdürü Mustafa Tanrıverdi’nin iki silaha ait gizli bilgileri satmaya çalıştığı iddia edilen ABD’Maradona Türk işadamının ifadesinde, “Vatanım için ihbarda bulunmak istedim. Satmak için ısrarcı oldu. Bana verdiği bilgiler 100 milyon dolar değerinde olan bilgilerdi” dediği öğrenildi.[/h]
MAKİNA ve Kimya Endüstrisi Kurumu (MKEK) Silah Fabrikası Müdürü Mustafa Tanrıverdi’nin ABD’de silah fabrikası bulunan Türk iş adamı K.K.’ye MP-5 ve MPT-76 marka silahların çizim ve üretim planlarını satarken suçüstü yakalanarak tutuklanmasıyla ilgili detaylar ortaya çıkıyor. Savcılık kaynaklarından edinilen bilgiye göre, Tanrıverdi, ABD’de silah ticareti yapan Türk kökenli işadamıyla MKEK’Maradona görevi nedeniyle tanıştı. Tanrıverdi, kurum adına bu kişiye bin adet MP5, G-3 ve buna benzer silahların sivil versiyonlarını yasal olarak sattı. Tanrıverdi, daha sonra işadamına “MP-5 ve MPT-76 marka silahların çizim ve üretim planlarını satmaya” çalışırken suçüstü yakalandı ve “Devlet sırlarından yararlanma, Devlet hizmetlerinde sadakatsizlik” ve “Rüşvet almak ve vermek” suçlarından tutuklanarak cezaevine gönderildi. Tanrıverdi’nin tutuklamasını sağlayan işadamı ifadesinde, MKEK Silah fabrikası müdürü Tanrıverdi iki silaha ait bilgileri kendisine satmakta ısrarcı olduğunu belirterek, şunları söylediği öğrenildi:
5707c91c18c773194855032c

VATANIM İÇİN İHBAR ETTİM
“Daha önceden tanıştığım ve ilişkim olan Mustafa Tanrıverdi yaklaşık bir buçuk ay önce söz konusu iki silaha ait bilgilerin satışında ısrarcı oldu. Bana, ‘ABD’de silah fabrikan var, bu bilgiler orada kullanılırsın’ dedi. Bende teklifi düşündüm, dostlarıma tanıştım. Ben yeterince zengin bir insanım, paraya ihtiyacı olan biri değilim. Özellikle MPT-76 marka silahı, NATO standartlarındaki en çok testi geçebilen ve dünyada birinci sırada yer alan bir silah. Bu nedenle yurt dışında çok sayıda alıcısı bulunmakta. Ülkemin bütün büyük buluşlarının yurt dışına çıkarılmasından rahatsızım. Vatanım için şüpheli hakkında ihbarda bulunmaya karar verdim. Mustafa Tanrıverdi’nin 2 flaşdisk içinde verdiği bilgiler, benim için 100 milyon dolar değerinde olan bilgilerdi. Tanrıverdi, devletin söz konusu proje için 20 milyon dolar para harcadığını söyledi. Benden vereceği bilgiler karşılığında yüzde 2’sine karşılık gelen 360 bin dolar talep etti. Sonra 60 bin doları almaktan vazgeçti.”
5707c92418c7731948550336



MÜEZZİNOĞLU SÜRPRİZİ
Savcılık kaynaklarından edinilen bilgilere göre işadamı, soruşturmayı sürdüren Cumhuriyet Savcısı Ali Alper Saylan’a, 1 Nisan tarihinde ihbarda bulundu. Savcı Saylan, şüpheli Tanrıverdi hakkında teknik takip kararı aldırdı. İşadamının, yaptığı pazarlıklar ve görüşme yerleri konusunda soruşturmanın başında bulunan Ankara Cumhuriyet Başsavcısı Harun Kodalak, Başsavcıvekili Necip Cem İşçimen ve savcı Saylan an be an bilgilendirildi.
İşadamının, operasyonu sürdüren birimlerin gözetiminde 6 Nisan akşamı Tanrıverdi ile Eskişehir yolunda bir lokantada buluşması kararlaştırıldı. Tanrıverdi, saat 18.20 sıralarında buluşma yerine geldi. Tanrıverdi’ye suçüstü işlemi yapılması için çok sayıda polis de hazırlık yaptı. Operasyonu yapan birimler, bu sırada Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu’nunda aynı lokantada yemek yemek için geldiğini tespit etti. Bunun üzerine, Müezzinoğlu’nun Koruma müdürü ile temasa geçildi ve bakanın lokantaya gelmesi engellendi.
ÜZERİNDE 5 TANE FLAŞ BELLEK ÇIKTI
İŞADAMI, içinde 200 bin TL ve 300 bin ABD doları bulunan çantayı şüpheli Tanrıverdi’ye teslim etti ve kendisinden 2 tane flashbellek aldı. Bu işlemin tamamlanmasının ardından gözaltı işlemi yapıldı. Yapılan üst aramasında Tanrıverdi’nin üzerinde 5 tane flashbellek daha bulundu. Tanrıverdi, 5 flaş bellek için, geçmişte MKEK’de AR-GE müdürü olarak görev yaptığını, zaman zaman söz konusu projeler üzerinde incelemelerde bulunduğu gerekçesiyle bütün bilgileri üzerinde taşıdığı yönünde savunma yaptı. Tanrıverdi’nin, iş adamına teslim ettiği flaş belleklerde iki silahın bilgilerinin yanı sıra MKEK’ya ait çok sayıda silahın bilgisinin de bulunduğu anlaşıldı. Operasyon kapsamında Tanrıverdi’nin Kırıkkale de bulunan evinde yapılan aramada yine bir çanta içinde 29 bin Euro, bin 500 dolar ve 400 TL para bulunduğu, bu paralara elkonuluğu bildirildi.
 


Türkei eröffnet Cyberabwehr-Zentrum


Das türkische Rüstungsunternehmen Havelsan hat ein Technologiezentrum zur Cyberabwehr am 23. März eröffnet, um lokale Lösungen für die Abwehr von Cyberangriffen zu produzieren.

Ahmet Hamdi Atalay, der Generalmanager des Unternehmens, sagte bei der Eröffnungszeremonie, dass das Zentrum, auch SISATEM abgekürzt, neben herkömmliche Netzwerk-Sicherheitslösungen, wie Detections- / Preventions-Systeme, die Content-Filterung, sicheren Remote-Zugriffen und E-Mail- sowie Internet-Antiviren-Gateways, auch neue Technologien und Lösungen für tägliche Cyber-Bedrohungen entwickeln werde. Darunter fallen Firewalls der neuesten Generation und DDoS-Preventionssysteme.

Erst vergangenen Dezember wurden mindestens 400,000 Webseiten in der Türkei durch DDoS-Attacken lahmgelegt. Obwohl zunächst vermutet wurde, russische Hacker stünden dahinter, hat sich das Hackerkollektiv Anonymous am 23. Dezember zu den wochenlangen Angriffen bekannt. Anonymous beschuldigte Ankara, angeblich die Terrormiliz „Islamischer Staat“ zu unterstützen, ohne dabei zu berücksichtigen, dass FSA- und Turkmenen-Rebellen, welche eigentlich von der Türkei unterstützt werden, gegen die Terrormiliz kämpfen.

Quelle:http://eurasianews.de/blog/tuerkei-eroeffnet-cyberabwehr-zentrum/
 
das fruhwarnradarsystem (eirs) erken ihbar radar sistemi von aselsan


Um diese Inhalte anzuzeigen, benötigen wir die Zustimmung zum Setzen von Drittanbieter-Cookies.
Für weitere Informationen siehe die Seite Verwendung von Cookies.


die drohne karayel von vestel

Um diese Inhalte anzuzeigen, benötigen wir die Zustimmung zum Setzen von Drittanbieter-Cookies.
Für weitere Informationen siehe die Seite Verwendung von Cookies.


- - - Aktualisiert - - -
 
"F-35'den sonraki savaş uçakları insansız olacak"

1460277756157.jpg


Milli Savunma Komisyonu Başkanı Faruk Özlü, Türkiye'nin 16 milyar dolarla, 9 ülke ile birlikte, görünmezlik özelliği olan F-35 uçaklarının üretiminde yer aldığını belirterek, "F-35, insanlı son savaş uçağı olacak, bundan sonraki savaş uçaklarının insansız olması hedefleniyor." dedi.





Özlü, "Türkiye'nin son 13 yılına damga vuran 140 milyar dolarlık mega projeleri arasında yer alan 26,1 milyar dolarlık savunma sanayi projeleri" hakkında AA muhabirine açıklamalarda bulundu.

16 milyar dolarlık "müşterek taarruz uçağı" denilen F-35 uçağı projesinin, dünyanın en büyük ve en geniş kapsamlı projesi olduğunu vurgulayan Özlü, 9 ülkenin yer alacağı bu projede yaklaşık 3 bin uçak üretileceğini, Türkiye'nin de 116 uçak alacağına işaret etti. Özlü, bu projede Türkiye'nin payının yüzde 3,3 olduğunu belirtti.

Bu projede ABD'nin 2 bin 400 uçak alacağını ifade eden Faruk Özlü, proje kapsamında 3 tip uçak üretileceğini söyledi. Özlü, 3 bin uçak tamamlandıktan sonra, 3 bin uçak daha üretilmesinin hedeflendiğini bildirdi.


Milli Savunma Komisyonu Başkanı Özlü, bu projeyle F-35 uçaklarının, F-16 uçaklarından sonra ülke envanterine gireceğini belirterek, şöyle konuştu:

"F-16 uçakları uzun süre önce envantere girdi. Bu uçaklar kısmen modernizasyona tabi tutuldu ama gelecek on yıllarda ömürlerini tamamlayacaklar. F-35 uçaklarının en büyük özelliği görünmezlik özelliğidir. Radarlara karşı yakalanma riski en az olan uçaklardır. Dünyanın en modern savaş uçağı diyebileceğimiz uçaklardır. Türkiye 9 ülke ile birlikte bu projeye katıldı. Türkiye TAİ'de, Northrop Grumman firmasıyla birlikte ön orta kompozit gövdeyi üretecek. Bu projede ASELSAN'ın da iş payı var.

Türkiye, 16 milyar dorlarlık projede, yaklaşık 8 milyar dolarlık iş payı aldı. Yani verdiği paranın yarısını iş payı olarak alacak. Hava kuvvetleri envanterinde iki tip uçak olur, F-16 varken F-4'ler vardı. F-4'ler ömrünü tamamladı; şu anda F-16'lar var, F-5'ler de eğitim için kullanılıyor. F-35 uçaklarının envantere girmesiyle birlikte, gelecek on yıllarda F-35 uçakları ve Türkiye'nin geliştirmeyi planladığı milli muharip uçak envanterde olacak."

Özlü, F-35 uçaklarının insanlı son savaş uçağı olacağını, bundan sonraki savaş uçaklarının insansız olmasının hedeflendiğine dikkati çekti.

Geçmiş yıllarda bu projenin hazırlık çalışmalarına katıldığını anımsatan Özlü, "Çalışmalar sırasında 8 yıl önce ABD'ye gitmiştim. Orada 'siz Avrupa'nın savaş uçağı eurofighter üretiyorsunuz, burada ne işiniz, niye geldiniz?' dediğim İtalyan general, 'eurofighter bugünün uçağı ama F-35 yarının uçağı, o yüzden buradayız' demişti. Bu bakımdan Türkiye akıllı davranmıştır; bu projede hem iş payı alıyor, hem de hava gücünü, dünyanın en modern uçağı olan F-35'lerle güçlendiriyor." ifadesini kullandı.


- Üzerinde top olan helikopter

Özlü, diğer savunma sanayi projeleri hakkında da bilgi verdi.

3,3 milyar dolarlık Atak helikopterini anlatan Özlü, "Bu helikopteri iki konfigürasyonda üreteceğiz. Birincisi helikopter üzerinde top olan sistem, ikincisi ise helikopter üzerinde hava ve yer füze sistemlerinin olduğu konfigürasyon, yani daha fazla elektronik harp sistemlerinin takılı olduğu model. Bunların üretimi devam ediyor. Envanterde 9 adet var ama bunlar ilk versiyon; toplamda 51 adet üreteceğiz. Üstünde burun topu, gece görüş cihazı var. Teröristi gördüğünüz zaman müdahale edebileceğiniz etkili ve güçlü bir silah." değerlendirmesini yaptı.

Özlü, 2,7 milyar dolarlık yeni tip denizaltı projesi hakkında da bilgi verdi.

Gölcük'te 6 denizaltı üretileceğini belirten Özlü, "Havadan bağımsız tahrik sistemi olan, dünyanın en modern denizaltılarından birisi. Bir Alman firmasıyla müştereken çalışıyoruz. İlk teslimatı 2018'de yapılacak ve her yıl bir denizaltı teslim edilecek." diye konuştu.

Faruk Özlü, 1,7 milyar dolarlık A400M ulaştırma uçağı projesinin, Türkiye'nin çok eskiden beri ortağı olduğu Avrupa projesi olduğunu söyledi. Bu uçağın nakliye uçağı olduğuna değinen Özlü, proje kapsamında toplam 180 uçak üretileceğini, Türkiye'nin 10 uçak alacağını, 2 uçağın da envantere girdiğini bildirdi.


- Uçaklara ödenecek para kadar iş payı aldık"


Özlü, bu uçak projesinde, alınacak uçaklara ödenilecek para kadar iş payı aldıklarını söyledi.

170 adet M60 tankını Kayseri'de modernize ettiklerine işaret eden Özlü, projenin maliyetinin 700 milyon dolar olduğunu ifade etti. Özlü, hareketli halde atış yapabilen bu tankların aktif olarak kullanıldığını belirtti.

Milli Savunma Komisyonu Başkanı Özlü, 600 milyon dolarlık mayın avlama gemisi projesi hakkında da bilgi verdi. İstanbul Pendik Tersanesi'nde üretilen 6 geminin envantere alındığını kaydeden Özlü, bu gemilerin dünyanın en modern mayın avlama gemileri olduğunu ifade etti.

Özlü, 600 milyon dolarlık projeye sahip sea hawk deniz helikopterinin, Deniz Kuvvetleri Komutanlığı'nın kullandığı helikopterler olduğunu bildirdi.

Son olarak 500 milyon dolarlık altay milli tankı projesine değinen Özlü, "Türkiye'nin gözbebeği ve gururu olan proje. Tamamen Türkiye'nin tasarımı, lisans hakları bize ait, testleri tamamlanma aşamasında, seri üretim noktasında. Otokar firması ana yüklenici. Kabul testlerinde olumlu sonuçlar aldık. Tankın atış kontrol sistemlerini Aselsan, topunu Makine Kimya, zırhını Roketsan üretiyor." bilgisini verdi.

Özlü, gelecek dönemde 250 adet tank üretilmesinin hedeflendiğini söyledi.


- "Türkiye, savunma harcamalarında ilk 10'u zorluyor"


"Türkiye'nin savunma sanayiinde hangi noktada olduğunun" sorulması üzerine Özlü, Türkiye'nin savunma harcamaları bakımından dünyada 15. ülke konumunda olduğunu ama ilk 10 ülkeyi zorladığını dile getirdi.

Faruk Özlü, Türkiye'nin savunma harcaması yaparken, akıllı bir politikayla savunma sanayisini de geliştirdiğini vurguladı.

Türkiye'nin terörle mücadele ederken, savunma sanayi alanında ürettiği teçhizat ve ekipmanları kullandığını ifade eden Özlü, en çok, tamamen yerli üretim olan kirpi araçları ve jammerlerin kullanıldığını belirtti.

Özlü, terörle mücadelede en çok kaybın, uzaktan kumandalı el yapımı patlayıcılarla yapılan saldırılardan kaynaklandığını vurgulayarak, "Bu nedenle, bu konuda yetkin 3 firmamızın ürettiği jammerlerle bu saldırıları önlemeye çalışıyoruz." dedi.

Terörle mücadele edilirken, sivil insanların hayatına zarar verilmemesi için operasyonların itinayla, adeta "iğne ile kuyu kazar" gibi sürdürüldüğünü işaret eden Faruk Özlü, "Bu yüzden uzun sürüyor ama operasyonlar başarılı oluyor." ifadesini kullandı.

F-35'den sonraki sava? uçaklar? insans?z olacak - Ahaber


wäre für denn TFX auch ne überlegung wert.
 
"wäre für denn TFX auch ne überlegung wert."

Wenn man wirklich einen unbemannten Kampfjet produziert, würde er vermutlich nur als Bomber dienen, da er keine Chance gegen andere Flugzeuge hätte.

Naja, da wünsche ich mir eher doch "nur" einen normalen Jet, so wie wir ihn kennen.


Wäre aber dennoch ein interessantes Prestigeprojekt.
Wenn wir wirklich in der Lage wären, so ein Flugzeug zu produzieren, dann würden wir beweisen, wie weit die türkische Rüstungsindustrie gekommen ist.
 
"wäre für denn TFX auch ne überlegung wert."

Wenn man wirklich einen unbemannten Kampfjet produziert, würde er vermutlich nur als Bomber dienen, da er keine Chance gegen andere Flugzeuge hätte.

Naja, da wünsche ich mir eher doch "nur" einen normalen Jet, so wie wir ihn kennen.


Wäre aber dennoch ein interessantes Prestigeprojekt.
Wenn wir wirklich in der Lage wären, so ein Flugzeug zu produzieren, dann würden wir beweisen, wie weit die türkische Rüstungsindustrie gekommen ist.

Solange wir es nicht schaffen eigene Antriebe zu produzieren ist selbst der ATAK, Altay oder sonstige Fahrzeuge eher nur ein Prestigeobjekt vor allem im Kriegszeiten ein Druckmittel von außen und kann für ein Produktionsstopp sorgen. Wenn wir nicht in der Lage sind eigene Antriebe zu bauen, ist der ganze Fortschritt gleich 0. Denn damit wäre die Türkische Rüstungsindustrie weiterhin abhängig.
 
Solange wir es nicht schaffen eigene Antriebe zu produzieren ist selbst der ATAK, Altay oder sonstige Fahrzeuge eher nur ein Prestigeobjekt vor allem im Kriegszeiten ein Druckmittel von außen und kann für ein Produktionsstopp sorgen. Wenn wir nicht in der Lage sind eigene Antriebe zu bauen, ist der ganze Fortschritt gleich 0. Denn damit wäre die Türkische Rüstungsindustrie weiterhin abhängig.


Tümosan und TEI sind schon dabei für unsere Arme heimische Motoren zu produzieren.
Nur etwas Geduld^^
 
6.png


Hava Kuvvetleri Volkan-2016’da yeteneklerini sergiledi

Türk Hava Kuvvetleri’ne bağlı tüm muharip ve destek unsurlarının katılımıyla düzenlenen Volkan-2016 Tatbikatı başarıyla gerçekleştirildi.


Volkan-2016 Tatbikatı, Muharip Hava Kuvveti ve Hava Füze Savunma Komutanlığı sorumluluğunda 1’inci Birleştirilmiş Hava Harekât Merkezi-Joint Force Air Command (JFAC) Eskişehir’de, Hava Kuvvetleri’nin muharip ve destek unsurları, Kara ve Deniz Kuvvetleri Komutanlıkları ve Özel Kuvvetler Komutanlığı temsilcilerinin katılımıyla, 02-09 Mart 2016 tarihlerinde bilgisayar destekli komuta yeri, 27-31 Mart 2016 tarihlerinde ise fiilî uçuşlu
olarak iki safhada gerçekleştirildi.




Tatbikat ile büyük çaplı bir hava harekâtının komuta ve kontrolünün tek merkezden yönetilmesi, hava harekâtlarının gece gündüz etkin bir şekilde gerçekleştirilmesi ve hava birliklerinin harbe hazırlık seviyelerinin en üst seviyeye çıkarılması amaçlandı.




Tatbikata, Türk Hava Kuvvetleri bünyesindeki F-16, F-4E 2020 savaş uçaklarının yanı sıra, Havadan Yakıt İkmal Uçağı KC-135R, Havadan İhbar ve
Kontrol Uçağı Barış Kartalı, A400M, C130, C160, CN235 nakliye uçakları ile helikopterler ve hava savunma sistemleri katıldı.





Kaynak: SVT | Savunma ve Teknoloji


 
"wäre für denn TFX auch ne überlegung wert."

Wenn man wirklich einen unbemannten Kampfjet produziert, würde er vermutlich nur als Bomber dienen, da er keine Chance gegen andere Flugzeuge hätte.

Naja, da wünsche ich mir eher doch "nur" einen normalen Jet, so wie wir ihn kennen.


Wäre aber dennoch ein interessantes Prestigeprojekt.
Wenn wir wirklich in der Lage wären, so ein Flugzeug zu produzieren, dann würden wir beweisen, wie weit die türkische Rüstungsindustrie gekommen ist.

Klar für mehrzweck Flugzeug ist es auch ein riesen vorteil bei langen strecken keine frage aber das system nur einseitig zubenutzen ist einfach zu Teuer ( Forschung etc ) und macht recht wenig sinn.
 
Zurück
Oben