Aktuelles
  • Herzlich Willkommen im Balkanforum
    Sind Sie neu hier? Dann werden Sie Mitglied in unserer Community.
    Bitte hier registrieren

Bosniaken in der Türkei / Türkiye Maradona Boşnaklar / Bošnjaci u Turskoj

Guter Thread. Vor einem Monat gabs ein bosnisches Fest in einem Dorf in Kütahya. War auch dort.

264328_10150152109562614_710922613_5879340_3584889_n.jpg

253569_10150152110002614_710922613_5879351_1717848_n.jpg

264803_10150152109687614_710922613_5879345_1579315_n.jpg

261284_10150152110142614_710922613_5879357_5496436_n.jpg

254082_10150152109967614_710922613_5879350_7836815_n.jpg

260016_10150152109672614_710922613_5879344_6635467_n.jpg

264681_10150152109602614_710922613_5879342_4794712_n.jpg

255159_10150152109902614_710922613_5879348_7190084_n.jpg

261792_10150152110127614_710922613_5879356_5652662_n.jpg

261359_10150152110247614_710922613_5879359_2471041_n.jpg



Ich wusste gar nicht das wir in Kütahya ein Bosnisches Dorf haben.
 
[BiH] Replika Mostarskog mosta u Bajrampaši, četvrt Istanbula koji se nalazi na evropskoj strani grada i u kojem uglavnom žive iseljenici sa Balkana.

[ENG] Replica of the Mostar bridge in Bayrampasha, a suburban district of Istanbul located on the European side of the city and predominantly populated by immigrants from the Balkans.

385387_10150430084242737_147164537736_8777524_640482191_n.jpg
.
 
In der Türkei leben wesentlich mehr Balkaner als man vermutet hat .

Um die 17 Millionen sind es ...

Türkiye’de Dernekleşme ve Balkan göçmenleri







Ülkemizde sayıları kesin olmamakla birlikte 17 milyon dolaylarında Balkan-Rumeli göçmeni ya da onların ikinci veya üçüncü kuşak akrabaları yaşıyor. Böyle bir iddia sonrasında burada iki hususu açıklamamız gerekiyor. Birinci husus, Balkan-Rumeli göçmenleri ile kastedilenin, Osmanlı ve daha öncesinde Balkanlara konumlandırılan Türklerin Anadolu’ya geri göçü ve Balkan topraklarında kendini Türk bilen ya da Türklerle tarihi, kültürel ve inanç bağları olan hatta akrabalıkları bulunan Arnavut, Boşnak, Torbeş, Pomak, Goralı gibi kardeş diyebileceğimiz topluluklar olduğudur. Balkan – Rumeli göçmenleri Anadolu Türk’ünden ayrı tutulamayacağı gibi, Türkiye’nin has vatandaşlarıdırlar. Kimi yerlerde geçen yakışıksız ifadelerde, onlar asla beyaz Türkler değildir. Bu ifade Türkiye’Maradona ayırımcılık tohumlarını üreten bazı odakların fikrinden doğmaktadır. Türk’ün beyazı ya da siyahı olmaz. Atatürk’ün ifadesiyle Balkan-Rumeli insanı “Kaybedilmiş toprakların aziz hatıraları ve Evladı Fatihandırlar.”

Açıklama isteyen ikinci husus, Türkiye’de 17 milyon dolaylarında olduğu söylenen Balkan – Rumeli göçmenleri’nin sayısının gerçekte bu kadar olup olmadığı hususudur. Kuşkusuz Türkiye’de böyle bir sayım ne yapılmıştır ne de bu konuda niceleyici (Kantitatif) bir veri vardır. Türkiye’de yapılan nüfus sayımlarında 1965 yılından buyana köken ile ilgili sorular sorulmamaktadır. Bu durumda 17 milyon sayısına nasıl ulaşılıyor? Tekrar belirtelim ki; bu kesin bir rakam değildir. Yaklaşık bir rakamdan bahsediliyor. Tahmin edilen rakam ise Türkiye’ye Balkan coğrafyasından gelen resmi göç istatistiklerinden çıkartılmaktadır. Türkiye’de faaliyette olan Balkan – Rumeli Sivil Toplum kuruluşlarının ana kaynağını oluşturan Balkan – Rumeli göçlerini incelediğimizde dört önemli göçü görmekteyiz.

1. İlk dönem göçleri - 1877/1878 Osmanlı-Rus Savaşı öncesi yapılan göçler,
2. 1877/78 Osmanlı-Rus Savaşının sebep olduğu göçler,
3. 1912/13 Balkan Savaşlarını izleyen göçler,
4. Cumhuriyet dönemi göçleri

Son döneme kadar Türkiye’de dernek kurmak ve dernek üyesi olmak olumsuz bir kavramdı, insanların bu konuda çeşitli çekinceleri bulunuyordu. Avrupa Birliği’ne (AB) uyum süreci çerçevesinde Anayasa ve yasalarda yapılan demokrasi alanındaki düzenlemeler, Türk insanını örgütlenme konusunda cesaretlendirdi. Bilinçlenen vatandaş artık sivil kuruluşlara büyük ilgi gösteriyor. Son yıllarda Türkiye’Maradona dernek sayısı 60 binden 85 bine çıktı. Uyum yasalarıyla birlikte demokrasi, insan hakları ve özgürlük kavramlarının önem kazanması, insanları hak arama konusunda aktifleştirdi.

Belirli ve ortak bir amacı gerçekleştirmek için kurulan ‘yasal topluluk’ dernekler de son yıllarda sayıları ve etkinlikleri açısından büyük mesafe katetti. Balkan göçmenleri, göç ettikleri çoğu Balkan ülkelerinde o dönemde var olan Komünist veya Sosyalist düzenden kaynaklanan devlet baskısı ve Türk veya Müslüman olmalarından dolayı gördükleri baskıcı devlet politikalarından ötürü büyük etki altındaydılar. Bu etki Balkan göçmenlerinin Türkiye’Maradona birinci neslini de olumsuz etkiledi. Bu yüzden de ilk dönemde Türkiye’de pek fazla dernekleşmeye gidememişlerdi. O dönemde kurulan ilk dernekler ise, daha çok devletin teşvik ettiği derneklerdi. Avrupa Birliği’ne (AB) uyum süreci çerçevesinde Balkan göçmenleri de hızla dernekleşmeye gittiler. Bugün Türkiye’de sayıları 400 kadar olan Balkan – Rumeli derneği bulunuyor.

Balkan –Rumeli Dernekleri’nin Türkiye’Maradona demografik yapıları incelendiğinde ekserisi Balkan göçlerinin en fazla olduğu İstanbul, İzmir, Sakarya ve Bursa’dadır. Diğer yandan Edirne, Tekirdağ, Kırklareli, Kocaeli, Çanakkale, Denizli, Kütahya, Tokat, Aydın, Samsun, Manisa ve Adana gibi Balkan göçü almış illerimizde de çok sayıda Balkan – Rumeli Dernekleri faaliyetlerini sürdürüyorlar. Faaliyet alanları göç ettikleri Balkan coğrafyası üzerine odaklanmaktadır. Dernekleri incelediğimizde Makedonya, Kosova, Bulgaristan, Romanya, Batı Trakya, Selanik, 12 Adalar gibi bölgelerin isimleri alınmaktadır. Bunun yanında tüm Balkanlara yönelik genel çalışmalar yapmaya çalışan ve ismini de Balkan Derneği olarak belirleyen STK’lar da vardır. Ya da çeşitli Balkan yöresinin en az beş derneği birleşerek Balkan Federasyonlarını oluşturur. En az üç federasyon birleşerek Konfederasyonu meydana getirir. Balkan - Rumeli camiasının onlarca federasyonu varken hâlihazırda merkezi Bursa’da olan Balkan Rumeli Göçmenleri ismiyle faaliyette tek bir Konfederasyonu vardır.

Balkan STK’ları sadece dernek, federasyon ve Konfederasyon’lardan ibaret değil. Türkiye’de çok sayıda Balkan-Rumeli vakıfları da var. Bu vakıflar önemli hizmetler veriyorlar. Ayrıca Balkan – Rumeli Düşünce kuruluşları yani NGO’ları (Non Goverment Organization) faaliyetlerini sürdürüyorlar. Bunlardan birisi de merkezi İzmir’de olan BASAM’dır (Balkan Stratejik Araştırmalar Merkezi). Türkiye’de özel bazı dernekler de var. Bunlar Kamu Yararına çalışan dernekler olarak biliniyor. Bu ismi almaları Bakanlar Kurulu kararı ile olduğundan bazı özel haklara da sahipler. Bu tip dernekler bazı vergilerden muaf tutuluyorlar. Derneğe ait araç siyah plaka taşıyabiliyor. Dernek başkanı devlet protokolünde yer alabiliyor. Türkiye’de halen 419 tane Kamu Yararı statüsüne sahip dernek var. Örneğin en bilinenleri Kızılay, Yeşilay, Türk Hava Kurumu, Verem Savaş Derneği gibi dernekler. Kamu yararına çalışan Balkan Derneklerinin sayısı sekizdir. Bu dernekler; Bosna-Sancak Derneği, Makedonya Göçmenleri Kültür ve Dayanışma Derneği, İzmir Balkan Göçmenleri Derneği, Batı Trakya Derneği, Göçmenlere Yardım Derneği, Kocaeli Balkan Türkleri Kültür ve Dayanışma Derneği, Bulgaristan Göçmenleri Derneği ve Balkan Göçmenleri Derneğidir.
 
In der Türkei leben wesentlich mehr Balkaner als man vermutet hat .

Um die 17 Millionen sind es ...

Türkiye’de Dernekleşme ve Balkan göçmenleri







Ülkemizde sayıları kesin olmamakla birlikte 17 milyon dolaylarında Balkan-Rumeli göçmeni ya da onların ikinci veya üçüncü kuşak akrabaları yaşıyor. Böyle bir iddia sonrasında burada iki hususu açıklamamız gerekiyor. Birinci husus, Balkan-Rumeli göçmenleri ile kastedilenin, Osmanlı ve daha öncesinde Balkanlara konumlandırılan Türklerin Anadolu’ya geri göçü ve Balkan topraklarında kendini Türk bilen ya da Türklerle tarihi, kültürel ve inanç bağları olan hatta akrabalıkları bulunan Arnavut, Boşnak, Torbeş, Pomak, Goralı gibi kardeş diyebileceğimiz topluluklar olduğudur. Balkan – Rumeli göçmenleri Anadolu Türk’ünden ayrı tutulamayacağı gibi, Türkiye’nin has vatandaşlarıdırlar. Kimi yerlerde geçen yakışıksız ifadelerde, onlar asla beyaz Türkler değildir. Bu ifade Türkiye’Maradona ayırımcılık tohumlarını üreten bazı odakların fikrinden doğmaktadır. Türk’ün beyazı ya da siyahı olmaz. Atatürk’ün ifadesiyle Balkan-Rumeli insanı “Kaybedilmiş toprakların aziz hatıraları ve Evladı Fatihandırlar.”

Açıklama isteyen ikinci husus, Türkiye’de 17 milyon dolaylarında olduğu söylenen Balkan – Rumeli göçmenleri’nin sayısının gerçekte bu kadar olup olmadığı hususudur. Kuşkusuz Türkiye’de böyle bir sayım ne yapılmıştır ne de bu konuda niceleyici (Kantitatif) bir veri vardır. Türkiye’de yapılan nüfus sayımlarında 1965 yılından buyana köken ile ilgili sorular sorulmamaktadır. Bu durumda 17 milyon sayısına nasıl ulaşılıyor? Tekrar belirtelim ki; bu kesin bir rakam değildir. Yaklaşık bir rakamdan bahsediliyor. Tahmin edilen rakam ise Türkiye’ye Balkan coğrafyasından gelen resmi göç istatistiklerinden çıkartılmaktadır. Türkiye’de faaliyette olan Balkan – Rumeli Sivil Toplum kuruluşlarının ana kaynağını oluşturan Balkan – Rumeli göçlerini incelediğimizde dört önemli göçü görmekteyiz.

1. İlk dönem göçleri - 1877/1878 Osmanlı-Rus Savaşı öncesi yapılan göçler,
2. 1877/78 Osmanlı-Rus Savaşının sebep olduğu göçler,
3. 1912/13 Balkan Savaşlarını izleyen göçler,
4. Cumhuriyet dönemi göçleri

Son döneme kadar Türkiye’de dernek kurmak ve dernek üyesi olmak olumsuz bir kavramdı, insanların bu konuda çeşitli çekinceleri bulunuyordu. Avrupa Birliği’ne (AB) uyum süreci çerçevesinde Anayasa ve yasalarda yapılan demokrasi alanındaki düzenlemeler, Türk insanını örgütlenme konusunda cesaretlendirdi. Bilinçlenen vatandaş artık sivil kuruluşlara büyük ilgi gösteriyor. Son yıllarda Türkiye’Maradona dernek sayısı 60 binden 85 bine çıktı. Uyum yasalarıyla birlikte demokrasi, insan hakları ve özgürlük kavramlarının önem kazanması, insanları hak arama konusunda aktifleştirdi.

Belirli ve ortak bir amacı gerçekleştirmek için kurulan ‘yasal topluluk’ dernekler de son yıllarda sayıları ve etkinlikleri açısından büyük mesafe katetti. Balkan göçmenleri, göç ettikleri çoğu Balkan ülkelerinde o dönemde var olan Komünist veya Sosyalist düzenden kaynaklanan devlet baskısı ve Türk veya Müslüman olmalarından dolayı gördükleri baskıcı devlet politikalarından ötürü büyük etki altındaydılar. Bu etki Balkan göçmenlerinin Türkiye’Maradona birinci neslini de olumsuz etkiledi. Bu yüzden de ilk dönemde Türkiye’de pek fazla dernekleşmeye gidememişlerdi. O dönemde kurulan ilk dernekler ise, daha çok devletin teşvik ettiği derneklerdi. Avrupa Birliği’ne (AB) uyum süreci çerçevesinde Balkan göçmenleri de hızla dernekleşmeye gittiler. Bugün Türkiye’de sayıları 400 kadar olan Balkan – Rumeli derneği bulunuyor.

Balkan –Rumeli Dernekleri’nin Türkiye’Maradona demografik yapıları incelendiğinde ekserisi Balkan göçlerinin en fazla olduğu İstanbul, İzmir, Sakarya ve Bursa’dadır. Diğer yandan Edirne, Tekirdağ, Kırklareli, Kocaeli, Çanakkale, Denizli, Kütahya, Tokat, Aydın, Samsun, Manisa ve Adana gibi Balkan göçü almış illerimizde de çok sayıda Balkan – Rumeli Dernekleri faaliyetlerini sürdürüyorlar. Faaliyet alanları göç ettikleri Balkan coğrafyası üzerine odaklanmaktadır. Dernekleri incelediğimizde Makedonya, Kosova, Bulgaristan, Romanya, Batı Trakya, Selanik, 12 Adalar gibi bölgelerin isimleri alınmaktadır. Bunun yanında tüm Balkanlara yönelik genel çalışmalar yapmaya çalışan ve ismini de Balkan Derneği olarak belirleyen STK’lar da vardır. Ya da çeşitli Balkan yöresinin en az beş derneği birleşerek Balkan Federasyonlarını oluşturur. En az üç federasyon birleşerek Konfederasyonu meydana getirir. Balkan - Rumeli camiasının onlarca federasyonu varken hâlihazırda merkezi Bursa’da olan Balkan Rumeli Göçmenleri ismiyle faaliyette tek bir Konfederasyonu vardır.

Balkan STK’ları sadece dernek, federasyon ve Konfederasyon’lardan ibaret değil. Türkiye’de çok sayıda Balkan-Rumeli vakıfları da var. Bu vakıflar önemli hizmetler veriyorlar. Ayrıca Balkan – Rumeli Düşünce kuruluşları yani NGO’ları (Non Goverment Organization) faaliyetlerini sürdürüyorlar. Bunlardan birisi de merkezi İzmir’de olan BASAM’dır (Balkan Stratejik Araştırmalar Merkezi). Türkiye’de özel bazı dernekler de var. Bunlar Kamu Yararına çalışan dernekler olarak biliniyor. Bu ismi almaları Bakanlar Kurulu kararı ile olduğundan bazı özel haklara da sahipler. Bu tip dernekler bazı vergilerden muaf tutuluyorlar. Derneğe ait araç siyah plaka taşıyabiliyor. Dernek başkanı devlet protokolünde yer alabiliyor. Türkiye’de halen 419 tane Kamu Yararı statüsüne sahip dernek var. Örneğin en bilinenleri Kızılay, Yeşilay, Türk Hava Kurumu, Verem Savaş Derneği gibi dernekler. Kamu yararına çalışan Balkan Derneklerinin sayısı sekizdir. Bu dernekler; Bosna-Sancak Derneği, Makedonya Göçmenleri Kültür ve Dayanışma Derneği, İzmir Balkan Göçmenleri Derneği, Batı Trakya Derneği, Göçmenlere Yardım Derneği, Kocaeli Balkan Türkleri Kültür ve Dayanışma Derneği, Bulgaristan Göçmenleri Derneği ve Balkan Göçmenleri Derneğidir.

Steht da auch wie viele Bosnjaks?
 
In der Türkei weiss niemand so genau wieviele Volksgruppen da leben , da man alles und jeden als Türke ansieht . Volkszählungen wie in Deutschland sind auch sehr schwer da man in der Türkei das mit der Anmeldepflicht nicht so eng sieht.

Die Bosnier dürften den grössten Anteil der Balkaner stellen , wieviele es genau sind kann Dir niemand sagen . Man geht von 4 Millionen aus aber die Zahl könnte auch bei 8-10 Millionen liegen . Viele Bosnier leben schon so lange unter uns das man sie überhaupt nicht mehr unterscheiden kann .
 
Zurück
Oben