Aktuelles
  • Herzlich Willkommen im Balkanforum
    Sind Sie neu hier? Dann werden Sie Mitglied in unserer Community.
    Bitte hier registrieren

Das Leben vom Gründer der Türkei Mustafa Kemal Atatürk

Toruko-jin

Jackass of the Week
Turkey
Hier eine gute Zusammenfassung von mir, um die Zusammenhänge seiner Handlungen zu verstehen

Atatürk'ün Aile ve Gençlik Dönemi:
• Mustafa Kemal, 1881'de Selanik'te Gümrük Memuru Ali Rıza ile Zübeyde çiftinin dördüncü çocuğu olarak doğmuştur.
• Ailesi, Anadolu'dan göç eden Kızıloğuz veya Kocacık Yörüklerindendi.
• Babası Ali Rıza'nın babası Hafız Ahmet, "Kırmızı Hafız" lakabıyla tanınıyordu.
• Mustafa Kemal'in doğum tarihi ilk olarak Rumi takvime göre belirlenmiş, daha sonra 1881 olarak kabul edilmiş ve 19 Mayıs günü doğduğu kabul edilmiştir.
• Gençlik yıllarında eğitim almak için Selanik'e gitmiş, fakat babasının ölümü üzerine okulu bırakmıştır.
• Daha sonra askeri eğitim almış ve Manastır Askeri İdadisine girmiştir.
• Burada, edebiyata ve tarihe ilgi duymuş ve sınıf arkadaşlarıyla özgürlükçü düşünceleri tartışmıştır.
• Harbiye'de ülke sorunlarıyla ilgilenmeye başlamış ve gazete/dergi çıkarma girişiminde bulunmuştur.
• 1905'te kurmay yüzbaşı olarak Harp Akademisi'ni bitirmiştir.
Mustafa Kemal, 13 Ekim 1907’de merkezi Manastır’da bulunan 3. Ordu karargâhına atandı. Bu karargâhın Selanik’teki şubesinde çalışmak üzere Selanik’e geldi ve İttihat ve Terakki Cemiyeti'ne katıldi. Atatürk, bu dönemde büyük bir inkılabın gerçekleştiğine inanmış ancak daha büyük ve köklü değişikliklerin yapılması gerektiğini düşünmüştür. Ancak, İttihat ve Terakki Cemiyeti'nin ileri gelenleriyle görüş ayrılığına düşmüş, fikirleriyle dönemin etkili kişilerininden olan iEnver pasa ile fikir ayriligi yasamistir.
(https://ataturkansiklopedisi.gov.tr/bilgi/enver-pasa-1882-1922/)
Atatürk'ün Askeri Kariyerindeki Önemli Dönemler
I. Balkan Savaşı (1912-1913)
• Mustafa Kemal, Balkan Savaşı'nın Osmanlılar için bir dönüm noktası olduğu bir zamanda genç bir subay olarak aktif görev aldı.
• Edirne'nin Bulgarlar tarafından kuşatılması ve Selanik'in Yunanlar tarafından işgal edilmesi, Osmanlı Devleti için büyük bir yenilgiyi beraberinde getirdi.
• Bu dönemde Mustafa Kemal, Balkan cephesinde görev yaparak Bulgarlarla çarpıştı.
• Ancak Osmanlı ordusunun yenilgisi ve toprak kayıpları, Atatürk'ün gelecekteki milli mücadele için zemin hazırlayan önemli bir faktör oldu.
II. Trablusgarp Savunması (1911-1912)
• İtalyanların Trablusgarp'a saldırması üzerine Osmanlı Devleti, Trablusgarp'ın savunması için Mustafa Kemal'i görevlendirdi.
• Mustafa Kemal, Derne'de İtalyanlara karşı savaşın planlamasını ve yönetimini üstlendi.
• Emrindeki kuvvetlerle büyük bir kararlılıkla mücadele eden Mustafa Kemal, gösterdiği liderlik ve cesaret ile dikkat çekti.
• Ancak sonuçta Trablusgarp'ın İtalyan egemenliğine bırakılmasıyla, Mustafa Kemal ve diğer Osmanlı kuvvetleri geri çekilmek zorunda kaldı.
III. Osmanlı'nın Genel Seferberliği ve Dünya Savaşı (1914-1918)
• Birinci Dünya Savaşı'nın başlamasıyla Osmanlı Devleti de savaşa girdi.
• Mustafa Kemal, savaşın ilk dönemlerinde Osmanlı ordusunda çeşitli görevlerde bulundu.
• Ancak savaşın ilerleyen dönemlerinde, özellikle Çanakkale Savaşı'nda gösterdiği kahramanlık ve stratejik dehasıyla tanınacaktı.
Bu dönemler, Atatürk'ün askeri kariyerinde önemli kilometre taşlarıdır ve onun sonraki milli mücadele ve Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşu sürecinde oynayacağı liderlik rolünü şekillendirmiştir.

Canakkale Savaşı: Mustafa Kemal'in Rolü
1. Savaşın Başlangıcı ve Türk Savunması
• 19 Şubat 1915'te, 6 gemilik İngiliz-Fransız filosunun Boğaz'a saldırmasıyla, Osmanlı Devleti için Canakkale Savaşı başladı.
• Mustafa Kemal'e, 57. Alayla Gelibolu Yarımadası'nın güneyinde Maydos'a gitmesi emredildi.
• Müttefikler, karaya da asker çıkardı ve İstanbul'un tehdit altında olması büyük bir endişeye neden oldu.
2. Conkbayırı'nın Savunulması ve Mustafa Kemal'in Cesareti
• 25 Nisan 1915'te müttefikler, Arıburnu'ndan Conkbayırı'na doğru ilerlerken, Mustafa Kemal hemen ileri harekete geçti.

57. Alay ile birlikte, cephaneleri bitmek üzere olan askerlerle karşılaştığında, cesur bir şekilde süngü taktırıp düşman birliklerine karşı saldırdı.
• Conkbayırı'nın elde tutulması, Türk birliklerinin Arıburnu çevresinde güçlü bir savunma hattı oluşturmasını sağladı.
3. Anafartalar Grubu Komutanlığı ve Mustafa Kemal'in Liderliği
• Conkbayırı'nın güvenliği için, Liman von Sanders Mustafa Kemal'i Anafartalar Grubu Komutanlığı'na getirdi.
• 10 Ağustos 1915'te, İngilizlerin Conkbayırı'na ilerlemesini durduran Mustafa Kemal, cesareti ve liderliği ile tanındı.
• Şarapnel parçasının cebindeki saati parçalaması ve yalnızca derin bir kan izi bırakması, Mustafa Kemal'in efsanevi cesaretini simgeliyordu.
4. Ödüllendirme ve İstifası
• Mustafa Kemal, Canakkale'Maradona başarısından ötürü Osmanlı İmtiyaz Nişanı ve diğer madalyalarla ödüllendirildi.
• Ancak Liman von Sanders'in sık sık denetlemesi ve Türk birliklerine Alman komutanlar ataması nedeniyle anlaşmazlığa düşerek, 27 Eylül 1915'te grup komutanlığından istifa etti.
5. Sonuç
• Mustafa Kemal'in liderliği ve cesareti, Canakkale Savaşı'nda Türk birliklerinin başarısında önemli bir rol oynadı.
• Bu savaş, Mustafa Kemal'in liderlik yeteneklerini sergilediği ve ileride Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu olarak tanınmasını sağlayan bir dönemdi.
Atattkün sözleri
1. Conkbayırı Cephesi:
◦ "Size taarruzu değil, ölmeyi emrediyorum. Biz ölünceye kadar geçecek zaman zarfında yerimize başka kuvvetler ve komutanlar gelecektir."
"Ich befehle Ihnen nicht den Angriff, sondern den Tod. Bis zu unserem Tod werden andere Kräfte und Kommandanten an unsere Stelle treten."

1. Sofya Ziyareti ve XVI. Kolordu Komutanlığı: Özel işleri için Sofya'ya gittiği sırada Çanakkale'den Edirne'ye dönmekte olan XVI. Kolordu'nun komutanlığı görevini üstlenmek için emir aldı. Edirne'ye dönüşünde görkemli bir törenle karşılandı.
2. Ünü ve İz Bırakan Eylemleri: Anafartalar ve Arıburnu savaşlarında gösterdiği kahramanlıkla ün kazandı. Urfa'da yaptırılan anıt çeşmenin bir cephesine adı verildi. XVI. Kolordu'nun komutanı olarak görev yaptığı dönemde, Muş ve Bitlis'in Ruslardan geri alınmasını sağladı.
3. Komutanlık ve İstifası: İkinci Ordu komutan vekili olarak görev yaptı, ancak Alman komutanların atanmasına karşı çıkması nedeniyle istifa etti.
4. Almanya Gezisi ve Düşünceleri: Almanya'ya gönderilen Veliahd Vahidettin Efendi'ye eşlik etti. Gezi sırasında, Alman ordusunun zafer kazanacağına dair şüpheleri arttı ve İstanbul'a dönüşünde Almanlar tarafından nişanlandı.
5. Sağlık Sorunları ve Viyana Tedavisi: Böbrek rahatsızlığı nedeniyle Viyana'ya tedavi için gönderildi. Karlsbad'da bulunduğu dönemde ülke sorunları üzerine düşündü ve çözüm yolları aradı.
6. İstanbul'daki Siyasi Gelişmeler: İstanbul'a döndüğünde, Vahidettin'in tahta çıkmasının ardından siyasi gelişmeleri yakından takip etti. Yeni hükümette yer almak istedi, ancak talepleri kabul edilmedi.
7. Suriye Cephesi ve Mondros Ateşkes Anlaşması: Suriye cephesindeki başarısızlıkla karşılaştıktan sonra Halep'e çekildi. Müttefiklerin ileri hareketi ve Bulgaristan'ın ateşkes anlaşması imzalamasıyla İstanbul yeniden tehlike altına girdi. Mondros ateşkes anlaşması imzalandıktan sonra Yıldırım Orduları Grubu'nun kumandanlığına atandı.




Mustafa Kemal'in Hayatındaki Önemli Dönemler ve Olaylar
1. XVI. Kolordu Komutanlığına Atanması (27 Ocak 1916)
◦ Özel işlerinden dönüşünde XVI. Kolordu komutanlığı görevini üstlenmek için emir aldı.
◦ Edirne'ye dönüşünde görkemli bir törenle karşılandı. (27 Ocak 1916)
2. Van Gölü Bölgesindeki Görevi ve Generalliğe Yükseltilmesi
◦ 11 Mart 1916'da Van Gölü'nün güneybatısında görevlendirildi.
◦ 27 Mart 1916'da Halep üzerinden Diyarbakır'a vardı.
◦ 1 Nisan 1916'da generalliğe (mirliva) yükseltildi.
◦ Silvan'da karargah kurarak Muş ve Bitlis'in Ruslardan geri alınmasını sağladı.
3. İkinci Ordu Komutan Vekilliği ve Alman Komutanların Görevden Alınması
◦ 25 Kasım 1916'da İkinci Ordu komutan vekilliğini üstlendi.
◦ 7 Mart 1917'de asaleten İkinci Ordu komutanı oldu.
◦ Alman komutanların atanmasına karşı çıktı ve Yıldırım Orduları Grubu Komutanı Mareşal Falkenhayn'ın görevden alınmasını talep etti.
◦ Ancak isteği kabul edilmeyince istifa ederek (7 Ekim) İstanbul'a döndü.
4. Almanya Gezisi ve Düşünceleri (15 Aralık 1917 - 4 Ocak 1918)
◦ Almanya'ya gönderilen Veliahd Vahidettin Efendi'ye eşlik etti.
◦ Zafer beklentisinin gerçekçi olmadığını ve savaştan başarıyla çıkılamayacağına inandı.
◦ Almanlar tarafından "Cordon de Prusse" nişanı ile ödüllendirildi. (19 Şubat 1918)
5. Viyana'da Tedavi ve Düşünceleri (25 Mayıs - 27 Temmuz 1918)
◦ Böbreklerinden rahatsızlandığı için Viyana'ya tedavi için gönderildi.
◦ Karlsbad'da bulunduğu süre boyunca ülke sorunlarını tartıştı ve çözüm yolları aradı.
◦ Mustafa Kemal Atatürk'ün Karlsbad deneyimi, sadece bir sağlık tedavisi değil, aynı zamanda onun kişisel ve siyasal düşüncelerini derinleştiren ve şekillendiren bir süreç olmuştur. Bu deneyim, onun Türkiye'nin çağdaşlaşması ve modernleşmesi için verdiği mücadelenin temellerini güçlendirmiştir.
◦ (https://ataturkansiklopedisi.gov.tr/bilgi/afetinanin-m-kemal-ataturkun-karlsbad-hatiralari/)
6. İstanbul'a Dönüş ve VII. Ordu Komutanlığına Atanması (4 Ağustos 1918)
◦ Sultan Reşad'ın ölümü üzerine Vahidettin'in tahta çıkmasıyla İstanbul'a döndü.
◦ Birkaç gün sonra VII. Ordu komutanlığına atandı.
7. Mondros Ateşkes Anlaşması ve Yıldırım Orduları Grubu Kumandanlığına Atanması (30 Ekim 1918)
◦ Mondros ateşkes anlaşması imzalandıktan sonra Yıldırım Orduları Grubu kumandanlığına atandı.
◦ Anlasmanin imzalanmasindan sonra bu ordunun kaldirilmasi üzerine 13 kasim 1918 de harbiye nazirligi bakanlikta göreve basladi.

Mondros mütarekesinden sonra itilaf devletlerinin osmanli ordularini işgale baslamislardi bunun üzerine Mustafa kemal 9.ordu müfettisi olarak 19 Mayis 1919 da samsuma cikti
Askeri bir figürden cikip siyasi bir figüre donusmesi
22 haziran 1919 da amasyada yayimladigi genelgeyle “ Milletin istiklalini yine milletin azim ve kararinin kurtaracagini ” ilan edip sivas kongresini toplantıya cagirdir.
1. Amasya Genelgesi: Milli mücadelenin başlangıç belgesi olarak kabul edilen Amasya Genelgesi, "vatanın bütünlüğü ve milletin bağımsızlığı tehlikededir" diyerek ulusal direnişi başlatmış ve Erzurum ile Sivas Kongreleri'ni toplama çağrısı yapmıştır.
2. 23 temmuz- 7 agustos 1919 tarihleri arasinda Erzurum,
3. Erzurum Kongresi: Bölgesel bir kongre olmasına rağmen, milli iradeyi ve bağımsızlık mücadelesini vurgulayan Erzurum Kongresi, ulusal egemenlik ve bağımsızlık ilkelerini belirlemiş, Doğu Anadolu’nun savunulması kararını almıştır.
4. , 4 -11 eylül 1919 tarihleri arasinda sivas kongresini toplayarak vatanin kurtuluşu için izlenecek yolun belirlenmesini sagladi
5. Sivas Kongresi: Milli bir kongre olan Sivas Kongresi, tüm vatan sathında direnişi örgütleyerek, "manda ve himaye kabul edilemez" kararıyla tam bağımsızlık hedefini kesinleştirmiş ve Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti'ni kurarak direnişi tek çatı altında toplamıştır.
Ortak nedenini bulup neden yapildigini anlatılacak kisa

27 aralik 1919 da ankarada heyecanla karsilandi. 23 Nisan 1920 de türkiye Büyük millet meclisinin acilmasiyla Türkiye Cumhuriyetinin kurulmasi yolunda onemli bir adim atilmis oldu.
Türk kurtuluş savasi 15 mayis 1919 da yunanlilarin izmiri işgali sirasinda düşmana ilk kurşununun atilmasiyla basladi. 10 agustos 1920 tarihinde sevr antlasmani imzalayarak aralarinda osmanli imparatorluğunu paylasan 1.dunya savasinin galip devletlerine karsi once kuva-yi milliye adi verilen milis kuvvetleriyle savasildi. TBMM'nin açılışıyla birlikte, milli mücadeleyi yürütecek düzenli bir askeri ordu kurulması kararını 8 Kasım 1920 tarihinde aldı.Bu süreçte, düzensiz Kuvayı Milliye birlikleri düzenli orduya katıldı veya dağıtıldı ve yeni bir askeri yapılanma oluşturuldu.
(https://ataturkansiklopedisi.gov.tr/bilgi/ataturk-gazi-mustafa-kemal-1881-10-kasim-1938/)
Genel kaynak
1. Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin Açılması (23 Nisan 1920)
◦ Önemi: Milli Mücadele'nin merkezi olarak kuruldu, halkın egemenliğini temsil etti ve yeni devletin temelleri atıldı.
2. Batı Cephesi (1919-1922)
◦ Atatürk'ün Rolü: Batı Cephesi'nde, özellikle Sakarya Meydan Muharebesi ve Büyük Taarruz'da başkomutan olarak görev aldı.
◦ Sonuç: Yunan işgaline karşı zaferler kazanıldı ve Anadolu'nun büyük kısmı kurtarıldı.
3. Sakarya Meydan Muharebesi (23 Ağustos - 13 Eylül 1921)
◦ Sonuçlar:
▪ Askeri Zafer: Türk ordusu Yunan kuvvetlerini geri püskürttü.
▪ Moral ve Motivasyon: Türk halkının moralini yükseltti ve uluslararası alanda Türkiye'nin konumunu güçlendirdi.
▪ Ankara Anlaşması: Bu zafer, Fransa ve İtalya gibi ülkelerin Türkiye'yi tanımasına yol açtı.
4. Saltanatın ve Hilafetin Kaldırılması (1922-1924):
◦ Amaç: Osmanlı İmparatorluğu'nun sona ermesiyle birlikte, din ve devlet işlerinin ayrılması ve modern bir laik devlet yapısının oluşturulması.

5. 1 Kasım 1922: Hilafet ve Saltanatın Birbirinden Ayrılması ve Saltanatın Kaldırılması
◦ Saltanatın Kaldırılması: TBMM, 1 Kasım 1922'de saltanatı kaldırdı.
◦ Hilafet: Sadece dini bir makam olarak bırakıldı.
◦ Sonuçlar:
▪ Osmanlı Devleti'nin Sonu: Osmanlı İmparatorluğu resmen sona erdi.
▪ Yeni Türkiye Cumhuriyeti: Modern Türkiye Cumhuriyeti'nin temelleri atıldı ve laik devlet yapısına geçişin önemli bir adımı atıldı.
29 Ekim 1923 - Cumhuriyet İdaresi Kabul Edildi
• Olay: Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından Cumhuriyet idaresinin kabul edilmesi.
• Önemi: Osmanlı İmparatorluğu'nun sona ermesi ve modern Türkiye'nin doğuşunun resmi olarak ilan edilmesi.
Atatürk'ün Oy Birliğiyle Cumhurbaşkanı Seçilmesi
• Olay: Mustafa Kemal Atatürk, TBMM tarafından oy birliğiyle Türkiye Cumhuriyeti'nin ilk Cumhurbaşkanı seçildi.
• Önemi: Atatürk'ün Cumhuriyet'in ilk lideri olarak atanması, Türkiye'nin modernleşme ve laikleşme sürecinin başlangıcını temsil etti.
30 Ekim 1923 - İsmet İnönü Tarafından İlk Hükümetin Kurulması ve Egemenlik İlkesinin Kabul Edilmesi
• Olay: İsmet İnönü başkanlığında Türkiye Cumhuriyeti'nin ilk hükümeti kuruldu.
• Önemi: Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir ilkesinin benimsenmesiyle, Türk halkının siyasi ve yasal haklarının güvence altına alınması sağlandı. Bu ilk hükümet, Türkiye'nin modernleşme ve reform sürecinin başlangıcını oluşturdu.


1. Tevhid-i Tedrisat Kanunu (1924):
◦ Amaç: Eğitim sisteminin tek elden yönetilmesi, laik eğitim ilkelerinin benimsenmesi ve tarikatların etkisinin azaltılması.
Eğitim Reformları: Atatürk, eğitim sisteminin modernleştirilmesi için çeşitli reformlar gerçekleştirdi. Bu reformlar arasında zorunlu ve parasız eğitim, karma eğitim, köy enstitüleri ve yüksek öğrenim kurumlarının kurulması gibi adımlar bulunmaktadır.

2. Medeni Kanunun Kabulü (1926):
◦ Amaç: İslami hukuk yerine modern bir hukuk sisteminin benimsenmesi, kadın haklarının güçlendirilmesi ve aile yapısının modernleştirilmesi.
Hukuk Reformları: Atatürk, Osmanlı İmparatorluğu'nun yerine modern ve laik bir hukuk sistemi kurdu. Bu reformlar arasında Türk Medeni Kanunu, Türk Ceza Kanunu ve Türk Borçlar Kanunu'nun kabulü gibi adımlar bulunmaktadır.

3. Türk Harf Devrimi (1928):
◦ Amaç: Türk toplumunun okuryazarlık oranını artırmak, ulusal bir kimlik oluşturmak ve Batı standartlarına uyum sağlamak için Arap alfabesinin yerine Latin alfabesinin benimsenmesi.
4. Türk Dil Devrimi (1932-1934):
◦ Amaç: Türkçe'nin modernleştirilmesi, dilde birliğin sağlanması ve Batı dünyasıyla entegrasyon için Arap alfabesinin Latin alfabesine dönüştürülmesi.
5. Sosyal ve Kültürel Reformlar: Atatürk, Türk toplumunu çağdaşlaştırmak için bir dizi sosyal ve kültürel reform gerçekleştirdi. Bunlar arasında kadın haklarına verilen önem, laik eğitim sisteminin kurulması, Türk Dil Kurumu'nun ve Türk Tarih Kurumu'nun kurulması, Latin alfabesine geçiş gibi önemli adımlar bulunmaktadır.
1924-1925: Tekke ve Zaviyelerin Kapatılması: Tarikatların etkisini azaltmak ve laik bir toplum yapısı oluşturmak amacıyla tekke ve zaviyeler kapatılmıştır.
1925: Şapka ve Kıyafet Devrimi: 25 Kasım 1925'te başlayan bu reformla birlikte, Osmanlı dönemindeki geleneksel başlık olan fez yerine modern bir şapka giyilmesi zorunlu hale getirilmiştir. Bu reformla, toplumun Batılılaşma sürecine uyumu hedeflenmiştir.
1926: Takvim ve Saat Değişikliği: Miladi takvime geçilmiş, Rumi takvim terk edilmiştir. Aynı zamanda 24 saatlik saat sistemi benimsenmiştir.
1928-1934: Dil Devrimi: Türk Dil Kurumu'nun kurulması ve Türk alfabesinin Latin alfabesine geçişi (29 Ekim 1928) gibi önemli adımlarla Türk dilinin modernleştirilmesi sağlanmıştır. Dil devrimiyle, Türk toplumunun birlik ve bütünlüğü güçlendirilmiş ve eğitimdeki dil sorunu çözülmüştür.
1934: Kadınlara Seçme ve Seçilme Hakkı: 5 Aralık 1934'te yapılan yasal değişiklikle Türkiye'Maradona kadınlara seçme ve seçilme hakkı tanınmıştır. Bu reformla, kadınların toplumsal ve siyasi hayatta daha aktif rol alması teşvik edilmiştir.
Ekonomik Reformlar: Atatürk, Türkiye'nin ekonomik bağımsızlığını güçlendirmek için çeşitli ekonomik reformlar gerçekleştirdi. Bu reformlar arasında tarım ve sanayi politikalarının belirlenmesi, bankacılık sisteminin modernleştirilmesi ve ulusal bankaların kurulması gibi adımlar bulunmaktadır.

1923-1924: Toprak Reformu: Köylülerin toprak sahibi olmalarını teşvik etmek amacıyla bazı düzenlemeler yapılmıştır. Özellikle büyük toprak sahiplerinden alınarak köylülere dağıtılması hedeflenmiştir.
1925: Türk Lirası'nın Yeniden Düzenlenmesi: Eski Osmanlı para birimi olan kuruş ve lira yerine Türk lirası (TL) ve kuruş sistemi benimsenmiştir.
1929: İktisat Kongresi: 17 Şubat-4 Mart 1929 tarihleri arasında İzmir'de düzenlenen bu kongre, Türkiye'nin ekonomik politikalarını belirlemek ve geliştirmek amacıyla gerçekleştirilmiştir.
1930: Sanayi Teşvik Kanunu: Sanayinin geliştirilmesi ve ekonominin güçlendirilmesi amacıyla çeşitli teşvikler ve destekler sağlanmıştır.
1933: İstiklal Madalyası: Türkiye'nin ekonomik bağımsızlığını simgelemek amacıyla, Türk Lirası üzerinde "İstiklal Madalyası" adı altında bir damga kullanılmıştır.
1. Dil ve Kültür Devrimi: Atatürk, Türk dilinin ve kültürünün gelişimine büyük önem verdi. Osmanlı döneminin karmaşık ve ağır dili yerine basit, anlaşılır ve milli bir dil olan Türkçe'nin kullanımını teşvik etti. Bunun için Arap alfabesinin yerine Latin alfabesine geçiş yapıldı.
2. Türk Dil Devrimi (1928-1934):
1. 1928: 29 Ekim 1928'de Türk Dil Kurumu'nun kurulmasıyla başlamıştır.
2. 1928: Osmanlı Türkçesi yerine Türkçenin Latin alfabesiyle yazılması kararı alınmıştır.
3. 1932: Yabancı kökenli kelimelerin Türkçeleştirilmesi için çalışmalar başlatılmıştır.
4. 1934: Yeni Türk harfleri ve dilin sadeleştirilmiş hali resmi olarak kabul edilmiştir.
3. Kültürel Devrim (1920'lerin sonları - 1930'lar):
1. 1925: Tekke ve zaviyelerin kapatılmasıyla tarikatların etkisi azaltılmıştır.
2. 1926: Takvim ve saatlerde değişiklik yapılmasıyla Miladi takvim kabul edilmiştir.
3. 1928: Harf devrimiyle birlikte, Türk dilinin modernleştirilmesi ve Latin alfabesine geçiş sağlanmıştır.




Demokratikleşme ve Siyasi Reformlar: Atatürk, Türkiye'nin demokratikleşmesi ve siyasi reformlarını destekledi. Bunlar arasında çok partili siyasi sisteme geçiş, kadınların seçme ve seçilme hakkı gibi adımlar bulunmaktadır.

1. Cumhuriyetin İlanı ve TBMM'nin Kuruluşu (1923):
◦ Osmanlı İmparatorluğu'nun sona ermesi ve Türkiye Cumhuriyeti'nin kurulmasıyla halkın egemenliği esas alınmıştır.
◦ TBMM'nin açılmasıyla, halkın temsilcileri tarafından ülkenin yönetimi ele alınmıştır.
2. Saltanatın Kaldırılması ve Hilafetin Sonu (1922-1924):
◦ Saltanatın kaldırılmasıyla birlikte monarşik yönetim sona ermiş ve Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşu tamamlanmıştır.
◦ Hilafetin kaldırılmasıyla din ve devlet işleri ayrılmış, laik bir devlet yapısı oluşturulmuştur.
3. Partili Siyasi Sistem ve Çok Partili Hayata Geçiş (1930'lar):
◦ 1930'larda çok partili siyasi hayata geçiş için bazı adımlar atılmış, ancak çok partili sistem tam olarak uygulamaya konulmamıştır.
◦ 1935 yılında yapılan seçimlerle Türkiye'de çok partili siyasi sistem resmen başlamıştır.
4. Kadın Hakları ve Toplumsal Değişim (1920'ler-1930'lar):
◦ Kadınlara seçme ve seçilme hakkı tanınması gibi reformlar, toplumsal cinsiyet eşitliğini güçlendirmiş ve demokratikleşmeyi desteklemiştir.
5. Yasal Reformlar ve Anayasal Değişiklikler (1920'ler-1930'lar):
◦ Medeni Kanunun kabulü, yargı reformları ve anayasal değişikliklerle birlikte hukukun üstünlüğü ve demokratik yönetim ilkeleri güçlendirilmiştir.

Atatürk'ün gerçekleştirdiği bu inkılaplar ve devrimler, Türkiye'yi çağdaş bir ulus olarak yeniden inşa etme sürecinde önemli bir rol oynamış ve Türk toplumunu çağdaş dünya ile entegre etmiştir. Bu reformlar, Türkiye'nin modernleşme ve gelişme yolunda önemli adımlar atmasını sağlamıştır.

1. Bahsi gecen reformizim bakis acisida ataturkun düşünce ve prensipleri etrafında şekillenmiştir ve bu da kemalizim olarak adlandirilmaktadir. Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşundan sonra uygulanan politika ve ideolojileri ifade eder. İşte Kemalizm'in temel ilkeleri:
1. Cumhuriyetçilik: Kemalizm, Türkiye'nin bir cumhuriyet olmasını ve halkın egemenliğine dayanan bir yönetim şeklini savunur. Cumhuriyetçilik, monarşi ve otoriter yönetim biçimlerine karşı çıkar.
2. Milliyetçilik: Kemalizm, Türk milletinin birliğini ve bütünlüğünü savunur. Milliyetçilik ilkesi, Türk ulusunun ortak değerlerine ve bağımsızlığına vurgu yapar. Ancak, Kemalizm etnik milliyetçilik yerine vatandaşlık temelli bir milliyetçilik anlayışını benimser.
3. Halkçılık (Popülizm): Kemalizm, halkın refahı ve mutluluğunu esas alır. Halkçılık ilkesi, hükümetin halkın temel ihtiyaçlarını karşılamak için çaba göstermesini ve sosyal adaleti sağlamasını öngörür.
4. Laiklik: Kemalizm, devletin dini kurum ve kurallardan bağımsız olmasını savunur. Laiklik ilkesi, din ve devlet işlerinin ayrılmasını ve herkesin din ve inanç özgürlüğüne sahip olmasını öngörür.
5. Devletçilik: Kemalizm, ekonomik alanda devletin aktif bir rol oynamasını savunur. Devletçilik ilkesi, stratejik sektörlerin devlet kontrolünde olmasını ve kamu yatırımlarının teşvik edilmesini öngörür.
6. İnkılapçılık: Kemalizm, sürekli bir değişim ve gelişimin savunucusudur. İnkılapçılık ilkesi, toplumsal, siyasal, ekonomik ve kültürel alanda reformların gerçekleştirilmesini ve modernleşmenin sağlanmasını hedefler.

(https://ataturkansiklopedisi.gov.tr/bilgi/kemalizm/)


Atatürk döneminde tek partili yönetim, Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluş yıllarında devletin güçlendirilmesi ve istikrarın sağlanması amacıyla uygulanmış bir siyasi sistemdir. İşte Atatürk dönemindeki tek partili yönetim süreci ve önemli noktaları:
1. Cumhuriyetin İlanı ve Tek Parti Dönemi Başlangıcı: Türkiye Cumhuriyeti, 29 Ekim 1923'te ilan edildikten sonra, Atatürk liderliğinde tek parti dönemi başlamıştır. Cumhuriyet Halk Fırkası (CHP), Türkiye'nin ilk ve tek resmi siyasi partisi olarak kurulmuştur.
2. Saltanatın Kaldırılması ve Cumhuriyetin İlanı: 1922'de Saltanat'ın kaldırılması ve 1923'te Cumhuriyet'in ilanıyla birlikte Türkiye'nin siyasi yapısı köklü bir değişime uğramıştır. Tek parti dönemi, bu siyasi dönüşümün bir sonucu olarak başlamıştır.
3. Anayasa ve Yasal Düzenlemeler: Tek parti döneminde, 1924 Anayasası kabul edilmiş ve bu anayasa ile Cumhuriyet'in temel ilkeleri belirlenmiştir. Ayrıca, çeşitli yasal düzenlemeler yapılarak devletin ve toplumun modernleşmesi için altyapı oluşturulmuştur.
4. Devletin Güçlendirilmesi ve Merkeziyetçilik: Atatürk, tek parti döneminde devletin güçlendirilmesine ve merkeziyetçi bir yönetim modeline ağırlık vermiştir. Bu dönemde, devletin ekonomi, eğitim, kültür ve diğer alanlardaki faaliyetleri merkeziyetçi bir yapı içinde yönetilmiştir.
5. İnkılap ve Modernleşme Süreci: Tek parti dönemi, Türkiye'nin modernleşme sürecinde önemli bir aşamadır. Atatürk ve CHP hükümetleri, çeşitli inkılaplar ve reformlar gerçekleştirerek Türkiye'yi çağdaş bir ulus haline getirmeye çalışmıştır. Bu reformlar arasında dil devrimi, eğitim reformları, hukuk reformları ve ekonomik reformlar bulunmaktadır.
6. Eleştiri ve Muhaliflerin Baskılanması: Tek parti döneminde, muhalif seslere ve farklı siyasi görüşlere karşı sert önlemler alınmış ve eleştiriye tahammül gösterilmemiştir. Bu durum, demokratik hakların sınırlı olduğu bir siyasi ortamın oluşmasına neden olmuştur.
Tek parti dönemi, Türkiye'nin modernleşme ve çağdaşlaşma sürecinde önemli bir rol oynamıştır. Ancak, siyasi çoğulculuğun ve demokrasinin sınırlı olması, eleştirilere ve muhalefete karşı baskının artması gibi sorunlar da bu dönemin karakteristik özelliklerindendir. Bu dönem, Türkiye'nin siyasi tarihinde önemli bir yer tutar ve ülkenin bugünkü siyasi yapısını şekillendirmede etkili olmuştur.
(https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/20730)

Bu hizli demokratiklesmeden rahatsiz olan bazi dini kesimlerin cikardigi atatürk doneminde cikardigi bazi isyanlar:
(https://ataturkansiklopedisi.gov.tr/bilgi/ataturk-doneminde-meydana-gelen-ayaklanmalar-1924-1938/)
1. Şeyh Said İsyanı (1925): Şeyh Said, Dersim bölgesinde bir İslam lideriydi ve Türkiye'nin modernleşme politikalarını ve laikleşme çabalarını reddediyordu. Şeyh Said, halkı ayaklanmaya teşvik etti ve Türkiye Cumhuriyeti'ne karşı silahlı bir isyan başlattı. Ancak Türk ordusu, isyanı bastırdı ve Şeyh Said ve birçok destekçisi idam edildi. Bu isyan, Türkiye'Maradona İslami unsurların devlete karşı direnişini simgeliyordu.
2. Koçgiri İsyanı (1920): Koçgiri isyanı, Osmanlı İmparatorluğu'nun çöküşü sırasında başlayan ve Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluş yıllarında devam eden bir isyandı. Kürt aşiretleri ve bazı dini liderler, Türk ordusuna karşı silahlı mücadele başlattılar. Ancak Türk ordusu, isyanı bastırdı ve liderlerinden birçoğu idam edildi.
Bu isyanlar, Türkiye'nin laikleşme ve modernleşme çabalarına karşı çıkan dini ve etnik grupların tepkilerini yansıtıyordu. Atatürk ve Cumhuriyet Hükümeti, bu tür isyanları bastırmak ve devletin otoritesini sağlamak için kararlı bir şekilde hareket etti. Bu süreç, Türkiye'nin ulusal birliğini ve laik yapısını korumak adına sert önlemlerin alınmasına yol açtı.

Atatürk'ün ölümü, 10 Kasım 1938 tarihinde İstanbul'da gerçekleşmiştir. Türkiye'nin yanı sıra dünyanın dört bir yanından insanlar, Atatürk'ün ölümüne büyük bir üzüntüyle karşılık vermiş ve onun anısını yaşatmak için çeşitli şekillerde çalışmalar yapmışlardır.
Atatürk'ün ölümünden sonra adına birçok anıt, heykel, müze ve anıt mezar inşa edilmiştir. Türkiye'nin birçok şehrinde ve yurt dışında, Atatürk'ün anısını yaşatmak ve ona olan saygıyı göstermek amacıyla birçok anıt ve heykel dikilmiştir. Anıtkabir ise, Atatürk'ün Ankara'da defnedildiği yerde bulunan ve onun anısını yaşatan en büyük anıttır.
(FOTOGRAF ANIT KABIR)

1-MEXİCO CİTY / MEKSİKA 2003 yılında heykeltıraş Sait Rüstem tarafından yapılan Atatürk Anıtı, Çimento Müstahsilleri İşveren Sendikası Başkanı Ahmet Eren’in çabalarıyla Meksika’nın başkenti Mexico City’e götürülmüş. Şehirde Atatürk Anıtı’nın açılışı ise Cumhuriyetin 80. yılında 29 Ekim 2003 yılında yapılmış. (FOtokoy)
2-WASHİNGTON / ABD Mustafa Kemal Atatürk’ün ölümünün 75. yılı olan 10 Kasım 2013 yılında Washington’da Atatürk heykeli yaptırılmış. Bölgenin önemli meydanlarından biri olan Sheridan Circle’da yer alan bu heykel, ABD’nin kamu alanında sergilenen ilk Atatürk heykeli olma özelliğini taşıyor. (fotokoy)
3-SANTİAGO / ŞİLİ Atatürk “efijisi” olarak tabir edilen bronz dökme kabartma, Heykeltıraş Şadi Çalık tarafından yapılmış. Söz konusu eser 4 Haziran 1973 tarihinde Santiago Las Condes Belediye Meclisi tarafından alınan karar sonucu başkent Santiago’nun en seçkin köşelerinden birini oluşturan Apoquindo Caddesi üzerinde bulunan Cerro Navidad parkına, 29 Ekim 1973 tarihinde Cumhuriyetimizin 50. yıl dönümünde törenle yerleştirilmiştir. 7 Ocak 1975 tarihinde Atatürk Efijisinin çevresi Büyükelçiliğimizce renkli Ankara taşının özelliklerine uygun haiz taşlarla kaplanmıştır. Yüksekliği 3.90 metre, genişliği 2 metre, eni 30 cm olan kaide üzerine oturtulmuştur. Kaidede bronz plaka üzerine kabartılmış Atatürk büstü bulunmaktadır. Efijinin tüm koruma ve onarımı Türkiye Büyükelçiliğince yapılmakta olup, parkın bakımını Las Condes Belediyesi üstlenmiştir. Efiji üzerinde İsmet İnönü’nün sözlerinden mülhem olup Atatürk’ün özelliklerini belirten İspanyolca bir de yazıt vardır ki Türkçe çevirisi aşağıda sunulmaktadır: ’’Mustafa Kemal Atatürk, Türkiye Cumhuriyetinin kurucusu, anavatanının fedakâr ve sadık hizmetkârı, eşsiz kahraman ve insanlık idealinin yaşayan sembolü, Tüm hayatını Türk milletine adadı ve ruhunun ateşi ile halkına ilham kaynağı oldu. Hatırası, söndürülemeyen bir ateş gibi, halkına güç vererek ebediyete kadar yaşayacaktır.’’ yazısı yer almaktadır. (Fotokoy)
4-HAVANA / KÜBA Havana’nın Puerto Caddesi’ndeki Plaza de Armas parkında da, Atatürk heykeli yer almaktadır. Havana devlet adamlarının isteği üzerine heykeltıraş Metin Yurdanur tarafından 2011 yılında yapılan heykelde, ulu önderin “Yurtta Barış, Dünyada Barış” sözü yer alıyor.(Fotokoy)
5-WAKAYAMA / JAPONYA Japonya’da bulunan Atatürk heykeli, Türkiye’den 8000 km uzaklıktaki hâkim bir tepeden atının üzerinde Pasifik Okyanusu’na bakan bir Atatürk heykelidir. Kaidesiyle birlikte yerden 7,5 metre yüksekliğinde ve 8 ton ağırlığında olan anıt 3 Haziran 2010 tarihinde açılmış. Heykelin kaidesinin üzerinde Türkçe ve Japonca olarak “Yurtta sulh, cihanda sulh” yazısı yer almakta. (Foto)
# 7-BEER SHEVA / İSRAİL Ülkesinin başına bir savaş sırasında geçmek zorunda kalmış bir lider olmasına rağmen, Atatürk tüm dünyada barışla ilgili söylediği sözlerle hatırlanmaktadır. Be’er Sheva’da bulunan heykelin levhasında Türkçe, İbranice ve İngilizce olarak “Yurtta barış, dünyada barış. Mustafa Kemal Atatürk 1881-1938 Türkiye Cumhuriyet’inin kurucusu” yazısı bulunmaktadır.(Fotokoy)
(https://www.birkultur.com/2022/11/15/dunyadaki-ataturk-anitlari/)
Gunumuzde de türkiyede vuku bulan 27 Mayıs 1960 menderesin asilmasi TSK 12 Eylül 1980 günü darbe sag sol kavgasi gibi laiklikle ve ona karsi olan tabanlar yillarca catisma ve anlasmazlik içinde geçti erdoganin yukselisi. (https://ilkha.com/analiz/turkiyede-darbeler-(1)-27-mayis-12-mart-ve-12-eylul-darbeleri-339052)
 
Ist nix für dich, min Jung. Da stecken mindestens ne Woche Arbeit. Ist für die Türken, die eine ordentliche Zusammenfassung brauchen.
Bin mir sicher, du hast hier mit Tofu, Fischstäbchen und City Döner (ehemals Bozkurt genannt) ebenbürtige Diskutanten.
 
Das ist ein deutschsprachiges Forum, bitte nochmal auf deutsch, für die, die kein türkisch verstehen, vielleicht interessiert es auch nichttürken? Danke
 
Zurück
Oben