FNSS önce öğrendi şimdi öğretiyor
Türkiye ve dünyada zırhlı araçların üretimi ve modernizasyonunda önemli bir yetkinliğe sahip olan ve tasarladığı araçlarla başta Türk Silahlı Kuvvetleri olmak üzere dost ve müttefik ülkelere hizmet veren FNSS Genel Müdür Danışmanı Haluk Bulucu ile FNSS’nin savunma sektöründeki gelişimini, projelerini ve hedeflerini konuştuk.
Muhammet METİN/savunmaveteknoloji/WNH-ajans
Türkiye ile Suudi Arabistan arasında son dönemde askeri alanda ilişkiler gelişiyor. FNSS, 2004 yılından beri Suudi Arabistan M113 modernizasyon projesinde yer alıyor. Önümüzdeki dönemde Suudi Arabistan’da zırhlı araç ihaleleri olacak. FNSS’nin bu konudaki çalışmaları hangi aşamada?
10- 12 yıldır Suudi Arabistan’dayız; oradaki varlığımız gün geçtikçe gelişiyor. FNSS, öncelikle mevcut olan vizyon cümlesini değiştirerek şu hale getirdi dedi ki :”Ben yurtdışında yerel ortaklıklar kuracağım.” Bu vizyon cümlesinin sebebi şuydu: 20-25 yıl önce bizim hayalimiz ne idiyse , dost ülkelerin de kendi sanayilerini geliştirmek, bu konuda kendi kendine yeterli olabilmek için hayalleri var. Suudi Arabistan da diğer dost ülkeler gibi, böyle bir vizyona sahip.
Suudi Arabistan’daki dostlarımızla birlikte yeni savunma ihalelerinde, Suudi Arabistan yan sanayini de geliştirerek ve Batılı dostlarımıza rağmen daha iyi bir noktada olabilmek amacıyla, iki yıl önce özel bir ortaklık kurduk ve burada yerel bir şirket haline geldik. Bu çerçevede, Suudi kardeşlerimizle birlikte yeni ihaleler, yeni projeler için birlikte çalışmaktayız.
Çok büyük projeler var, her zaman olduğu gibi Suudi Arabistan büyük ithalatçı, belki dünyada Amerika Birleşik Devletleri ve Çin’den sonra gelen alıcı makam. Ümitle bakıyoruz geleceğe. Türkler olarak Suudi dostlarımızla ortak bir şekilde onların yan sanayini de geliştirerek iyi yerlere varacağımıza eminiz.

Endonezya Hafif Tank geliştirme projesindeki son durum nedir?
2000’li yıllarda kendi ana muharebe tankımızı geliştirme projesi çıktığında bizim tezimiz şuydu: “Bizim yabancılara ihtiyacımız yok, geldiğimiz nokta itibariyle biz ana muharebe tankımızı geliştirebiliriz.” 2006-07 yıllarında Savunma Sanayi Müsteşarlığımızın verdiği kararla, Altay tankı geliştirilmeye başlandı. Biz yarışın o bölümünde yer alamadık ama, kabiliyetlerimiz gelişerek devam etti. Bu çerçevede dost ülke olan Endonezya’yla birlikte çalışarak, onların silahlı kuvvetlerinin diğer Batılı hafif tanklara göre çok daha başarılı olduğunu görecekleri bir sistemi geliştirmek amacıyla hafif tank projesini aldık. Önümüzde bir kaç yılımız var. Anlaşmayı imzalar imzalamaz şirket içi çalışmalar ve birlikte çalışmalar başladı. Bence çok sağlıklı bir noktadayız. Eminim bu hafif tank ortaya çıktığında sadece Endonezyalı değil, çevredeki ve tabii rakibimiz olan bütün şirketlerin dikkatini çekecek bir tasarım ortaya çıkacak inancındayız.
Malezya’da yürütülen AV-8 projesi hangi aşamada? İlave alımlar olacak mı?
Biz Malezya’da ürün olarak 16 yıldır, varlık olarak da 23 yıldır varız. Artık orası bizim ikinci evimiz. AV-8 projesi de büyük ülkeleri saf dışı ederek oradaki dost-kardeş ortağımızla birlikte alındı.
AV-8, 559 milyon dolarlık bir proje ve Türkiye’nin de bugüne kadarki en büyük sistem ihracatı… AV-8 projesinde bazı durumlarda Malezya’daki subay arkadaşlarımızın istekleri doğrultusunda bazı değişiklikler yapılıyor, bence proje çok sağlam bir zemine oturmuş durumda.

Bizim bütün hedefimiz, FNSS’nin güvenilir bir Türk şirketi olduğunu her zaman göstermek. Amacımız dünyanın en iyi kara savunma sistemlerine Malezya Silahlı Kuvvetlerinin sahip olması. Bu anlayış çerçevesinde, AV-8 projesi başarıyla tamamlanacağı gibi onu takip eden başka projelerin de FNSS’ye verileceğine inancımız tamdır. Çünkü orada biz sadece ürün satmaya çalışmıyoruz. Aynı zamanda Malezya Savunma Sanayii’nin gelişmesi için özveriyle gayret sarf ediyoruz.

Bazen dostlarımız “Siz bildiğiniz bir şeyi, başkalarına niye öğretiyorsunuz?” diye soruyorlar. Ben, FNSS’yi köpekbalığına benzeyen bir şirket olarak görüyorum. Köpekbalığı, çok güzel, çok güçlü bir hayvan; milyonlarca yıldır yaşıyor; oksijen alabilmesi için sürekli hareket etmek zorunda olan hareketli bir savaşçı… İşte biz de böyleyiz, öğretiriz ama yenisini öğrenmek ve yeni sistemler geliştirme konusunda, rakiplerimizden daima bir adım önde olmak için de sonsuz bir çaba sarf ederiz… Rakiplerimiz kim? Rakiplerimiz büyükler… Sadece Türkler değil, yabancı dev şirketler… FNSS bu konuda çok kararlı adımlar atıyor yatırımlar yapıyor. Hem öğretiyor, hem de yeni sistemler geliştiriyor.
257 aracın 2018 yılında teslimatlarının tamamlanması planlanıyordu. Takvimde her hangi bir değişiklik oldu mu?
Proje sözleşmesinde ne diyorsa, şirket ona uyuyor. Malezya’daki satın alma makamı bize başka bir program önerdiği zaman, onu da dikkatle dinliyoruz. Ve bize verilen program çerçevesinde hareket ediyoruz.

Kaplan20 ve Pars 4×4 araçlarında son durum nedir?
Kaplan adını verdiğimiz paletli araçlar bir Türk markasıdır. 26 yıl önce Zırhlı Muharebe Aracı (ZMA) ile yola çıkmış ve Amerikalılardan lisansını almıştık. Daha sonra kendi markamızı kendi tasarımlarımızı öne çıkarmak için 2000’li yıllardan itibaren çalışmalara başladık ve bu stratejinin meyvelerini alıyoruz.
Paletli araçlarda kendi markamız olan Kaplan20’den önce IDEF 2011 Fuarı’nda sergilediğimiz fütüristik, hafif, üzerinde silah taşıyabilen bir platform olan Kaplan10 modeli var. Daha sonra IDEF 2015 Fuarı’nda sergilediğimiz Kaplan20 aracını geliştirdik. Kişisel görüşüm, Kaplan20 dünyanın en etkileyici tasarımlarından biridir. Ve tasarımı FNSS’nin Zırhlı Muharebe Araçlarında iç ve dış çizgilere ne kadar dikkat ettiğinin bir göstergesidir. Bu dünyada bir ilktir.

Normalde, Zırhlı Muharebe Araçları üreticileri tasarım konusunda ‘Ben ordumun ihtiyaçlarını yapayım da ne olursa olsun’ der. Biz öyle demiyoruz. FNSS her zaman farklı olmayı amaçlıyor. Etkileyici çizgiler sadece kamuoyundaki özgüveni arttırmaz, aynı zamanda hasım olan ordunun komutanını da etkiler. Biz Türkler bu işi iyi biliyoruz, Silahlı kuvvetlerimiz işi iyi biliyor, bizim komutanlarımız işi iyi biliyorlar. Bu çerçevede onları tatmin edebilmek için Kaplan20’yi geliştirdik. Belki de dünyanın en gelişmiş aracı oldu.
Şu anda Kaplan30’u geliştiriyoruz, aile genişliyor. Kaplan30’un ihtiyaçlar çerçevesinde yeni gelişen teknolojiler noktasında orada da bir ihtiyaç olabilir düşüncesiyle, hem yüzebilen hem de yüzmeyen versiyonlarını geliştiriyoruz.

Aynı zamanda bunlara entegre edilecek olan kuleler Teber ve Saber’i de geliştiriyoruz. Çift kişilik Teber ve tek kişilik Saber’in atış testleri başarıyla devam ediyor. Büyük araba markaları, her biri 100 bin dolar civarında olan bir binek araç sistemini nasıl geliştiriyorlarsa, biz de her biri 1,5- 2 milyon dolar olan ürünlerimizde dahi birkaç sene de bir sürekli kendimizi yenileme çabası içerisindeyiz.

FNSS’nin önümüzdeki dönem hedefleri nelerdir?
2014-16 yıllarını kapsayan yedinci stratejik planımızı yaptık. Şimdi hazırlık dönemine geçtik. FNSS sürekli ‘Ben sadece paletli tekerlekli araçları üreten, kuleleri üreten bir şirket olarak mı kalmalıyım ya da gelecekte başka neler olabilir? ‘sorusunun cevabının arayışı içinde…
FNSS, stratejik planları içinde geleceği görmeye gayret eden, gelecekte gerek şehir içi muharebelerde gerek cephe savaşlarında gerekse uzayda veya denizaltında olabilecek bütün değişimlere açık olan duyarlı bir şirket. Bu çerçevede, şirketimizde stratejik planlama birimimiz var. Gerçekten çok çalışan, duyan, dinleyen bir ekip. Sürekli araştırıyor, sürekli öngörmeye gayret ediyor.
Zırhlı muharebe araçlarının üretimi 1910’lu yıllarda başlamıştı. Acaba zırhlı araç üretimi 200-300 yıl böyle mi gidecek yoksa 100 yıl sonra bambaşka bir kavramama girecek? O halde, şirket yapısı ne olmalıdır? FNSS bütün bunları önümüzdeki 50 yıllık süreçte inceleyen, sürekli kendini öğrenmeye ve yenilemeye çalışan bir gayret içinde. Sanıyorum bugüne kadar hep başarılı olduk. Bugün de geleceği tarif etmekte yine başarılı olacağız. Ve şirketin yönünü ona göre ayarlayacağız.
Biz FNSS olarak bu ülke için, bu topraklar üzerinde yaşayan 80 milyon vatandaşımızın korunması için varız.