Sonne-2012
Top-Poster
@Barbaros Bitte kein Spam
wenn du etwas zum Thema schreiben willst, dann bist du willkommen, ansonsten verzieh dich.
wenn du etwas zum Thema schreiben willst, dann bist du willkommen, ansonsten verzieh dich.
@Barbaros Bitte kein Spam
wenn du etwas zum Thema schreiben willst, dann bist du willkommen, ansonsten verzieh dich.
Willkommen im Club!
Übrigens wurde Izmir abgefackelt, weil die griechische Armee bei ihrem Rückzug vor den näherrückenden türkischen Truppen, alles türkische niedermetzelten. Sie waren frustrieret und wütend, also lies man es an der türkischen Zivilbevölkerung aus. Dörfer wurden niedergebrannt, Frauen vergewaltigt, Familien ermordet. Jetzt war Izmir dran. Es war ein Racheakt. Aktion-Reaktion. Sich hinterher hinzustellen und das Opfer zu spielen ist lächerlich, weiß ja jedes KIND, dass Gewalt- Gegengewalt erzeugt.
İzmir Yangını13 Eylül 1922 günü başlayan ve dört gün süren İzmir yangını, yaklaşık olarak Levantenlere ait 25.000 konutu yok etmiştir. Yaklaşık üçte ikisi yanan İzmir’in bu yangınla sadece coğrafi kimliği zarar görmemiş, ticari ve sosyal hayatı da değişmiştir. İzmir yangınını kimlerin çıkardığı konusunda birçok varsayımlar bulunmaktadır. Bu kitabın yabancı belgelere ve Atatürk’ün sözlerine yer verilerek hazırlanmış olması, İzmir yangınına da aynı çerçeveden bakmamızı gerektirmiştir.
İzmir Sigortaları İtfaiye Şefi Paul Greskoviç’in Raporu
Bu konuda bakılabilecek en önemli kanıtlardan biri o dönemin İzmir Sigorta Şirketi’nin İtfaiye Müdürü Paul Greskoviç’e ait rapordur. Büyük Taarruz başladığı anda, Yunan subay ve askerlerinin ağızlarından; ‘İzmir'i Türklere bırakmaya mecbur kalırsak yakacağız’ şeklinde sözler duyduğunu ifade eden Greskoviç, raporunda şunları anlatıyor:
“11/12 Eylül gece yarısından bir saat sonra Ermeni Mahallesi’nde yangın çıktığını haber verdiler. İtfaiye erleriyle yangın yerine hareket edip, Rum Hastanesi’ni geçerken 120–150 kadar çoluk çocuk ve kadın acı acı bağırıyorlardı. ‘Niçin bağırıyorsunuz?’ diye sordum; ‘Ermeniler bizi yaktılar, Seyis Hanı içerisinde oturuyoruz’ dediler. Bunlar Rumlardı. Bu insanların; Ermeni evlerine bitişik oturduklarını ve Ermenilerin duvardan bir delik açtıklarını ve delikten çokça gaz dökerek evi ateşlediklerini söylediler. Bunları sabaha kadar çıkmaz sokak içinde muhafaza ettim. Ve sabahleyin devriyeye teslim ettim.
13 Eylül saat 10.30’da Ermeni Mahallesi’nde ateş görüldüğünü haber verdiler. İtfaiye ile birlikte giderken Ermeni Kilisesi’nden 50 metre mesafede bir Ermeni evinin yandığını gördüm. Evin alt katından şiddetli bir ateş çıkıyordu. Mecburi biraz geriye gittim ve etrafa yayılmaması için söndürmeye uğraşırken, Ermeni Kilisesinde yangın çıktığının haberini verdiler.”
Ekibiyle buraya giden Greskoviç, gördüğü manzarayı raporunda şöyle yazıyor:
“Kilisenin binalarında ateş yoktu. Yalnız küçük bir bina civarında, bahçede 200 kadar üzerine yağ dökülmüş eşya balyası ile paçavralar bir yere toplanmış, üzerine de 200 kadar tüfek ve çokça da cephane konmuştu. Ateş de bunların arasından çıkıyordu. Aynı zamanda ateş içerisinde devamlı patlamalar oluyordu...”
Greskoviç, raporunun devamında İzmir yangınını şöyle anlatır:
“Biz yangını söndürmeye çalışırken, Ermeniler ateş ediyor ve atılan mermiler yangın tulumbalarına isabet ederek zarar veriyordu.”[SUP]6[/SUP]
Fransız Illustration Gazetesi Muhabirleri G. Ercole’ün Haberi
30 Eylül 1922 tarihli ‘Fransız Illustration’ gazetesinin nüshasında, İzmir yangınına ait en erken haberlerden birine rastlarız. Gazetedeki bu haber, 14 Eylül 1922 tarihli G. Ercole adındaki muhabire aittir. Haberin içeriği şöyledir:
“Öğleden sonra saat ikiye doğru Ermeni Mahallesi üzerinden bir duman bulutu yükseliyordu. Bununla birlikte, bu yangın genişlemiyor ve sönme eğilimi gözüküyor. Buna rağmen kaçmak isteyen, paniğe kapılmış insanlar rıhtımda toplanıyor. Bir Amerikan vapuru, ABD konsolosluğu önünde, hareket etmek zorunda, çünkü insanlar o vapura binmek için kendilerini denize atıyor. O anda yine Ermeni Mahallesi’nde, daha önemli iki yangın başlıyor. Durum ciddileşiyor, çünkü güneyden gelen rüzgâr artıyor ve alevler Avrupa Mahallesi’ne[SUP]7[/SUP] doğru ilerliyor. Silah sesleri geliyor, el bombaları patlıyor. Türk işgali altında yaşamaktansa ölmeye karar vermiş olan Ermeniler, evlerinde yangın çıkardılar ve Türk askerleriyle savaşmaya başladılar. Cephanelik korkunç bir gürültüyle infilak ediyor. Saat akşamın dokuzu; biz farkına varmadan gündüzden geceye geçtik. Gökyüzü geniş bir ateş bulutuna dönmüştü.”[SUP]8[/SUP]
Yakın Doğu’ya Yardım Örgütü Temsilcisi Mark O. Prentiss’in Raporu
8 Eylül 1922 tarihinde Amerikan savaş gemisi ‘Lawrence’ ile İzmir’e gelen Mark O. Prentiss, İstanbul’daki Amerikan Amirali Bristol’e İzmir yangınıyla ilgili rapor hazırlamıştır. Yangını Türkler değil, Ermeniler ve Yunanlılar başlattı diyen Prentiss, raporunda şunları yazmıştır:
“Öyle görünüyor ki, Amerika’da hemen herkes İzmir’Maradona şiddete son bir trajedi olarak eklenen yangının Türklerin sorumluluğunda olduğuna inanmaktadır. Üst düzey önem taşıdığı kabullenilen böylesine bir suçlama Türklerin üzerine atılamaz. İzmir, doğu savaşında ele geçirilen en büyük ödüllerden biriydi. Halkın ve ordunun acil gereksinimi için kullanılan depolar evlerdi. Bunları neden yaksınlar?
Folge dem Video um zu sehen, wie unsere Website als Web-App auf dem Startbildschirm installiert werden kann.
Anmerkung: Diese Funktion ist in einigen Browsern möglicherweise nicht verfügbar.
Wir verwenden essentielle Cookies, damit diese Website funktioniert, und optionale Cookies, um den Komfort bei der Nutzung zu verbessern.
Siehe weitere Informationen und konfiguriere deine Einstellungen