Aktuelles
  • Herzlich Willkommen im Balkanforum
    Sind Sie neu hier? Dann werden Sie Mitglied in unserer Community.
    Bitte hier registrieren

Nachrichten aus der Türkei

Türkiye Erdoputu izlemedi.

Erdoğan’ın reytingi dip yaptı!

Erdo?an'?n reytingi dip yapt?! - Sözcü Gazetesi


reyting.jpg


AKP Soytari gazetecileri

reyting2.jpg


[smilie=to funny.gi:

[IMG]http://i.sozcu.com.tr/wp-content/uploads/2015/01/30/reyting3.jpg[/IMG]

Erdoputcular batikca batiyorlar.
 
Yunanistan'dan Yeni bir Provokasyon

Yunan denizinde gerginlik

Yunanistan'da bugün ilginç anlar yaşandı. Bağımsız Yunanlar Partisi Genel Başkanı Panayiotis Kammenos'un Kardak kayalıklarına çelenk bırakmak istemesi denizde ve havada gergin anlar yaşattı.

160020.jpg

30 Ocak 2015 / 22:22 Güncelleme: 30 Ocak 2015 / 22:31

Yunanistan'da koalisyonun küçük ortağı başkanının Kardak Kayalıklarına çelenk bırakacağını açıklaması gergin anların yaşanmasına sebep oldu.

Yunanistan'da Başbakan Aleksis Çipras'ın Savunma Bakanı yaptığı, koalisyonun küçük ortağı Bağımsız Yunanlar Partisi Genel Başkanı Panayiotis Kammenos'un, helikopterle Kardak Kayalıklarına gelip, 19 yıl önce ölen Yunan subayları için denize çelenk bırakacağını açıklamasının ardından, Kardak Kayalıklarında gergin anların yaşanmasına neden oldu.

Bölgede 7 Yunan, 3 Türk sahil güvenlik botu denizde, savaş uçakları ise havada it dalaşı yaptı. Saat 13.00 sıralarında Yunan askeri helikopterinin Kardak Kayalıklarına gelmesi üzerine gerginlik daha da yükseldi. Yunan internet siteleri bu helikopterde Savunma Bakanı Kammenos'un olduğunu ve denize çelenk bıraktığını duyurdu.
Kardak Kayalıklarında yaşanan it dalaşı tarafından da saniye saniye görüntülendi.

2-303.jpg


Kammenos dün açıklamıştı
Yunan Savunma Bakanı Panayiotis Kammenos, Kardak gerilimi sırasında düşen helikopterde hayatını kaybeden Yunan askerleri için düzenlenecek törenlerde adaya helikopterle çelenk bırakacağını dün açıkladı. Kammenos'un açıklamalarının medyada yer alması üzerine Kardak kayalıklarında saat 11.00'den itibaren büyük hareketlilik başladı. Kardak Kayalıklarına Yunanistan'a ait Kilimli (Kalimnos), İstanköy (Kos) ve Leros Adaları'ndan gelen 6 Yunan Sahil Güvenlik botu Türk karasularına girip sık sık Türk balıkçıları taciz etmesiyle gerginlik başladı. Yarım saat kadar sonra da Bodrum, Turgutreis ve Yalıkavak'tan bölgeye gelen 3 Türk sahil güvenlik botu ise Yunan botlarını Türk karasularından çıkardı. Böylelikle Türk balıkçılar rahat bir nefes aldı.

Saatler 13.00'ü gösterdiğinde bu kez Leros ve Kilimli adaları üzerinde Türk ve Yunanistan F-16 savaş uçaklarının sesleri duyulmaya başladı. Gümüşlük açıklarında savaş uçaklarının sesleri ve it dalaşı rahatlıkla izlenebildi. 10 dakika sonra da Kardak Kayalıkları üzerine gelen Yunan askeri helikopteri havada kısa bir süre durdu. Bu sırada kayalıklara 5 metre kadar mesafede Türk ve Yunan sahil güvenlik botlarının it dalaşı yaptığı görüldü. Türk botları kayalıklara yaklaşmaya çalışan Yunan botuna izin vermedi.

3-169.jpg


Her iki ülkenin askerlerinin, botun arkasına çıkarak birbirlerine seslendikleri dikkati çekti. Yunan helikopteri bir süre ada üzerinde hareketsiz durduktan sonra Kilimli Adası'na yönelerek uzaklaştı. Çavuş Adası açıklarında bulunan bir Türk denizaltısı ise olayı 4 mil uzaktan izledi. Bölgede halen 5 Yunan ve 3 Türk sahil güvenlik botunun bekleyişi sürerken, savaş uçakları bölgeden ayrıldı.

Yunan siteleri duyurdu
Yunanistan'da Savunma Bakanlığı ve askeri haberlerle ilgili yayınlar yapan 'www.defencenet.gör' internet sitesinin bugün saat 14.18'de yayınladığı haberde Yunanistan Savunma Bakanı Kammenos'un bugün Koramiral Evangelos Apostolakis ile birlikte helikopter ile Kardak Kayalıkları'na gelip, 19 yıl önce ölen Yunan subayları için çelenk bıraktığını, ardından Girit Adası'na gittiğini okuyucularına duyurdu. Haberde, olay anında Türk F-16'larının da bölgede taciz uçuşu gerçekleştirdiği belirtildi.


DHA


Um diese Inhalte anzuzeigen, benötigen wir die Zustimmung zum Setzen von Drittanbieter-Cookies.
Für weitere Informationen siehe die Seite Verwendung von Cookies.
 
Kardak’taki Türk komandoları Yunan ajanlar öldürdü’ (2012 Haberi)

Kardak’taki Türk komandoları Yunan ajanlar öldürdü’
[FONT=pt_sansbold]Kardak’a bayrak diken 12 Türk SAT komandosunun tamamının Yunan ajanlar tarafından infaz edildiği iddia edildi.[/FONT]

+.png
-.png

[FONT=pt_sansregular]
Yunan gazeteci Kostas Chardavellas, 1996’da Yunanistan ile Türkiye’yi savaşın eşiğine getiren Kardak krizi yazı dizisinde Kardak’a bayrak diken 12 Türk SAT komandosunun tamamının Yunan ajanlar tarafından infaz edildiğini ileri sürdü. Yunan medyası haberi, ‘Türk komandoları nasıl susturduk’ başlığıyla verdi. Yunanistan’da özellikle doğaüstü olaylar ve komplo teorileri konusundaki haberleriyle ünlenen Ta Nea gazetesi ile Mega ve NET televizyonlarında çalışan gazeteci Kostas Chardevellas, ‘Türkiye ve Yunanistan’da yaptığım 16 yıllık araştırmanın sonucu‘ dediği Kardak dosyasını açtı. Chardevellas’ın dudak uçuklatan iddiaları Yunan basını tarafından bile ciddiye alınmadı ancak bazı Yunan haber siteleri, haberi büyüterek Yunan istihbaratının Kardak’a çıkan 12 Türk SAT komandosunu yıllarca süren bir operasyonla ‘öldürdüğü’ iddiasını manşetlerinden verdi.

1996 yılının Ocak ayında iki ülkeyi savaşın eşiğine getiren olay sırasında bir geceyarısı operasyonu ile Kardak’a çıkan Türk komandoları bu adacığa Türk bayrağı diktikten sonra Yunanistan şoke olmuş ve hükümet sallamıştı. Yunan gazetecinin iddiasına göre Yunan istihbaratı, olayın ardından intikam almak için bu 12 SAT komandosunun peşine düştü. Nitekim komandoların tümü şüpheli bir şekilde ilerleyen senelerde hayatını kaybetti. KAZA MI SABOTAJ MI? İddiaya göre, İzmir’Maradona Aksaz deniz üssünden hareket ederek Kardak’a çıkan komandolar, Yunan Genelkurmay Başkanı’nın istifasına sebep oldu ancak Yunan ajanlarının hedefi oldu. Kardak operasyonundan 17 gün sonra 16 Şubat 1996 tarihinde Aksaz’da gerçekleşen tatbikat sırasında adacığa Türk bayrağı diken 12 komandodan 9’u şüpheli bir şekilde düşen S-70A Black Hawk (Kara Şahin) helikopterinin içinde şehit oldu. Yunan basınında o dönemde helikoptere Yunan ajanları tarafından sabotaj yapıldığı iddiası dile getirilmişti. Kardak timinin komutanı olan Zeki Şen ise tatbikat sırasında izindeydi.

Helikopter olayının ardından timin 2 üyesi de iki gün arayla gerçekleşen iki farklı trafik kazasında hayatını kaybetti. Sadece bazı yerel gazeteler bunu ‘şeytani tesadüf’ olarak verdi. Yunan gazeteciye göre 10 komandonun öldürülmesinin ardından sıra Zeki Şen’e gelmişti. ‘ÇEMBER KAPANDI’ Türk Savunma Bakanlığı tehlikenin farkına vararak Şen’i Gürcistan’da bir BM görevine gönderdi. Şen, burada Leila adında Gürcü bir kadınla aşk yaşamaya başladı ve 2003 yılının Mayıs ayında Türkiye’ye döndüğünde de Leila’yı beraberinde getirdi. Taksim’de hayatını kaybettiği gece Ortaköy’de kız arkadaşıyla birlikte doğumgünü partisi vermişti ve Çırağan Otel’de yer ayırtmıştı. Partinin ardından Taksim Meydanı’nda 3 kişinin saldırısına uğradı ve kalbinden bıçaklanarak öldürüldü. Yunan gazeteci, bu cinayet sırasında Taksim’Maradona bir kafede bir Yunan ajanın olayı izlediğini, bıçaklamanın hemen ardından garsona dönerek, ‘İşte bu iş şimdi bitti, çember kapandı’ dediğini iddia etti.

Gazetevatan

[/FONT]
Sie haben keine Berechtigung Anhänge anzusehen. Anhänge sind ausgeblendet.





Kardak TÜRKTÜR diyen Yunanlı Kardeşimiz (SYRIZA) Vatan Haini ilan edildi:
[h=1]“Kardak Türk’tür” Dedi Hain İlan Edildi[/h]
Sie haben keine Berechtigung Anhänge anzusehen. Anhänge sind ausgeblendet.


Yunanistan’da anamuhalefetteki SYRIZA’nın İnsan Hakları Komitesi üyesi Nasos Theodoridis’in Kardak kayalıklarının Türkiye’ye ait olduğunu, Yunanistan’ın 12 mil talebinden vazgeçmesi gerektiğini söylemesi ülkeyi karıştırdı.
Geçen mayıs ayında yapılan genel seçimlerden en büyük ikinci parti olarak çıkan Radikal Sol Koalisyon Partisi SYRIZA’nın İnsan Hakları Komitesi üyesi avukat Theodoridis, 1996 yılındaki Kardak kriziyle ilgili Facebook sayfasına yazdığı yazıyla “vatan haini” ilan edildi. Theodoridis, yazısında “İmia kayalıklarının adı bence Kardak’tır. İtalya 12 Adaları, Yunanistan’a bıraktığında, bu adalara yakın kayalıkları dahil etti. Kardak Kilimli adasına kıyasla Türkiye’ye daha yakın” dedi.
[h=2]12 MİLDEN VAZGEÇİLMELİ[/h]Theodoridis, “Ege’de Yunan savaş uçakları, Türk savaş uçaklarını taciz etmeye son vermeli. Yunanistan, mantıkdışı olan Ege’de karasularını 12 mile çıkarma talebinden de vazgeçmeli” diye ekledi.
Erdoğan bile söylemiyor
Theodoridis, bu sözlerinin ardından SYRIZA’daki İnsan Hakları Komite üyeliğinden alındı. SYRIZA, Teodoridis’in partinin değil kendi görüşlerini dile getirdiğini belirtti. Ancak iktidardaki Yeni Demokrasi Partisi Theodoridis’in SYRIZA lideri Aleksis Çipras’ın yakın çalışma arkadaşı olduğunu söyleyerek “Atina’nın Ege’de Münhasır Ekonomik Bölge ilanında bulunmaya hazırlandığı bir sırada, Theodoridis’in anti-Helen “patlaması” kabul edilemez” açıklaması yaptı. Yunan medyası da “Bunları (Başbakan) Erdoğan bile söylemiyor”, “Theodoridis vatan hainidir” yorumları yaptı.
 
Tsiprasın Türkiye Mesaji (Botschaft von Tzipras an die Türkische Jugend)

[FONT=pt_sansregular]Alexis Tsipras'tan Türk gençlerine mesaj
[/FONT]
[FONT=pt_sansregular]
fft81_mf3351865.Jpeg



[/FONT][FONT=pt_sansregular] 30/01/2015 19:26[FONT=pt_sansbold]A+ A-[/FONT]

Yunanistan Başbakanı Alexis Tsipras Türkiye'ye dostluk mesajı gönderdi.
[/FONT]

[FONT=pt_sansregular]Yunanistan Başbakanı Aleksis Çipras, Türkiye 'ye önemli mesajlar gönderdi. Çipras, Türkiye'Maradona gençlere de "Ortak geleceğe inanmayı bırakmayın" diye seslendi.

Yunanistan'ın yeni Başbakanı Alexis Tsipras, NTV’den Stelyo Berbarakis’e konuştu. İşte Çipras'ın açıklamalarından önemli satırbaşları:

Bölgede barış ve istikrarı destekleyecek, aktif, çok yönlü bir Yunanistan dış politikası geliştirilmesinin gerekliliğine inanıyoruz. Komşu ülkelerle olan anlaşmazlıkların, uluslararası hukuk çerçevesinde, barış yoluyla çözümünden yanayız. Bu görüşümüz, aynı zamanda Yunanistan ile Türkiye arasındaki kıta sahanlığı meselesi için de geçerlidir.

" HAVA İHLALLERİ 3 KATINA ÇIKMIŞKEN..."

Ekonomi , kültür, turizm, eğitim , göç, taşımacılık, enerji ve çevre konularında Türkiye-Yunanistan işbirliğinin geliştirilmesini özellikle önemli buluyoruz. Ancak, örneğin Türkiye'nin, Yunanistan'ın hava sahasında yaptığı ihlallerin sayısı bir önceki yıla oranla 3 katına çıkmışken veya Yunanistan'a yönelik alınmış bir ‘casus belli’, savaş nedeni kararı hala geçerliyken nasıl geleceğe yönelik adım atılabilir?

Bu meselelerde birbirimize karşı dürüst olmamız ve tüm diplomatik kanalları açık tutmamız gerektiğine inanmaktayız. Aralık ayında bu çerçevede Türkiye Başbakanı ile çok önemli bir görüşme yaptık.

"BARBAROS GEMİSİ BÖLGEYİ TERK ETSİN"

Tsipras, “Biz tek bir uluslararası kimliğe sahip, iki bölgeli, iki toplumlu federasyon temelinde, bir çözüm için bu görüşmeleri desteklemekteyiz. Ada’da karşılıklı güvenin artırılması için adımlar atılmasından yanayız. Fakat Türkiye'ye ait Barbaros gemisinin Kıbrıs Cumhuriyeti'nin egemenlik haklarını ihlal etmesi bunun gerçekleşmesini hayli güçleşmektedir. Geminin bölgeyi terk etmesi ve görüşmelerin yeniden başlaması için tüm diplomatik kanalların açık tutulması büyük önem taşımaktadır.

"ORTAK DEĞERLER DOSLUK KÖPRÜSÜ OLUŞTURUYOR"

Yunanistan ve Türkiye'Maradona gençlerin ortak değerlere ve ortak umutlara sahip olduğuna inanıyorum. Bu ortak değerler, halklarımız arasında bir dostluk köprüsü daha teşkil etmektedir. Onlara söylemek istediğim bu köprü üzerinde yürümeye devam ederek, iki halk arasında barış, onur ve dostlukla bezenmiş bir geleceğe inanmayı elden bırakmamalarıdır. Ben bırakmayacağım





[/FONT]
 
Basbakan Ahmet Davudoglunun Ermeni Basdanismani Öcalani öve öve bitiremedi.

[FONT=proxima_nova_ltsemibold][FONT=proxima_nova_thextrabold]‘KÜRT DÜNYASINDA EN RASYONEL, UFKU EN GENİŞ İNSAN ÖCALAN
[/FONT][/FONT]

[FONT=proxima_nova_ltsemibold][FONT=proxima_nova_thextrabold]“Öcalan ideolojik olarak bir rehber ve lider” sözleriniz tartışma yarattı. Öcalan algısı değişiyor mu?[/FONT][/FONT]
[FONT=proxima_nova_ltsemibold]Öcalan ‘bebek katili’ diye adlandırılan, ismi anılmayan bir adamdı. Şimdi o algı radikal biçimde değişti. Artık Öcalan Kürt dünyasında en rasyonel, ufku en geniş insan muamelesi görüyor. Toparlayıcı ve sürükleyici bir yeteneği var. Kendisiyle uğraşan ve öğrenen bir kişi. Nereden nereye geldiğine baktığınızda takdire şayan bir durum var. Bu siyasetçinin yeteneklerinin Türkiye açısından doğru yönde kullanılması meselesi var. Şu an geldiğimiz noktada beğensek de beğenmesek de “İyi ki Öcalan diye biri var” diyoruz.[/FONT]

Etyen Mahçupyan'dan Habertürk'e fla? aç?klamalar

Bu AKPKKlilarin sonu cok kötü olacak.
 
Unsere außenpolitische Situation eigentlich ziemlich gut zusammen gefasst. Ich bin absolut gegen Krieg aber wenn man sich die aktuelle Lage ansieht in der sich nicht nur die Türkei sondern die ganze Region befindet und mit welcher Frechheit manche Staaten uns ans Bein pinkeln sollten wir nun darauf setzen mit militärischen Maßnahmen unsere Interessen durchzuringen.



[h=1]Türkische Außenpolitik zwischen Diplomatie und militärischer Stärke[/h]
In den letzten Jahren hat sich die Außenpolitik der Türkei, bedingt durch den Syrienkonflikt und weitere prekäre Entwicklungen in den Nachbarländern, in signifikanter Weise verändert. Weniger in ihren Zielen als vielmehr in ihren Strategien.
Von der Gründung der türkischen Republik im Jahre 1923 an waren es säkulare Ziele, die Ankara verfolgte, man setzte auf ein Bündnis mit dem Westen und Hard Power gegenüber den Nachbarn. Im Laufe der späten 1990er griff zunehmend eine neue Politik des positiven Engagements, und auch im Verhältnis zu Syrien wandelte sich Animosität in Freundschaft, da die Türkei zunehmend erkannte, wie man sich auch Soft Power als Faktor nutzbar machen konnte.
Hauptfaktor für das zuvor durchwachsene Verhältnis zwischen beiden Ländern war die langjährige starkeUnterstützung des kurdischen Separatismus in der Türkei durch Damaskus in den 1980er und 90er Jahren. Nachdem es der Türkei im Jahre 1998 jedoch gelang, Sicherheitsabkommen mit Syrien, dem Iran und dem Irak zu schließen, die zu einer einhelligen Einstufung der PKK als Terrororganisation führten, begann eine Phase der Normalisierung.
Die Regierungsübernahme der Partei für Gerechtigkeit und Entwicklung (AKP) im Jahre 2002 ließ die Türkei und andere Länder der Islamischen Welt noch näher aneinanderrücken, die Soft-Power-Strategie der Türkei und eine regelrechte Charmeoffensive machten auch im Verhältnis zu Syrien, dem Irak und dem Iran zuvor ungewohnte Formen der Zusammenarbeit im Bereich Geheimdienstarbeit, Handel und Diplomatie möglich – oft sogar zu Lasten Verbündeter wie den USA. Der heutige Premierminister Ahmet Davutoğlu war der geistige Wegbereiter der Politik unter dem Motto „Keine Probleme mit den Nachbarn“, die es der Türkei ermöglichen sollte, zu einem bedeutenden regionalen und globalen Akteur zu werden.
Und tatsächlich wurde die neue Außenpolitik der AKP von den politischen Akteuren in der Region begrüßt. Zwischen 2004 und 2008 trat Ankara als Vermittler zwischen Syrien und Israel auf, und war wichtigster Mittelsmann bei den Atomgesprächen zwischen Washington und Teheran. Umso schlimmer sollten am Ende aber auch die Folgen der Syrienkrise für die türkische Außenpolitik sein, vor allem aber auch mit Blick auf die Sicherheit und die Wirtschaft der Türkei.
[h=2]In den 2000ern noch enge Bande zwischen Ankara und Damaskus[/h]Mit Blick auf die ökonomischen Folgen des Syrienkonflikts äußerte der heutige Präsident und frühere Premierminister Recep Tayyip Erdoğan, Syrien wäre „für uns keine außen-, sondern sogar eine innenpolitische Angelegenheit“. Sein Amtsvorgänger Abdullah Gül sagte einst: „Syrien ist das Tor der Türkei zum Mittleren Osten; die Türkei ist für Syrien der Durchgang nach Europa.“ Die Kosten für die Unterbringung der syrischen Flüchtlinge in der Provinz Hatay beliefen sich alleine bereits im Jahr 2012 auf 300 Mio. US-Dollar. Was für die Türkei noch folgenschwerer ist, sind jedoch die Einbußen im Außenhandel infolge der Syrienkrise, vor allem gegenüber den USA, der Russischen Föderation und China sowie gegenüber dem Iran, dem Irak und den arabischen Golfstaaten.
Noch im Jahr 2010 hatten Ankara und Damaskus gemeinsam Front gemacht gegen ökonomische Sanktionen wider den Iran, und sie haben auch beide die US-Invasion im Irak 2003 abgelehnt – was vor allem für die Türkei als Nato-Partner ein bedeutender Schritt war. Obwohl es politisch kaum eine gemeinsame Basis zwischen der islamisch-konservativen und moderat-neoliberalen AKP und der säkularen, nationalistischen und sozialistischen Baath-Partei in Damaskus gibt, ließen der Schaden, den die desintegrative Entwicklung des Irak nach der US-Invasion auch für die Türkei und Syrien mit sich brachte, beide Länder zusammenrücken, und Syrien wurde zum Hauptbindeglied für die Türkei mit Blick auf die arabischen Golfstaaten, nachdem der Iran von UN-Sanktionen heimgesucht wurde. Nun gefährdet die Syrienkrise die türkische Wirtschaft, indem diese den Handel mit den Golfstaaten schädigt und darüber hinaus auch die türkischen Investitionen im kurdischen Teil des Iraks gefährdet – vor allem dort, wo mittlerweile die Terrormiliz „Islamischer Staat“ (IS) an Raum gewonnen hat.
[h=2]Stetige Gefahr einer militärischen Verwicklung Ankaras[/h]Die bis vor kurzem konstant hohen Ölpreise waren unter anderem eine globale Reaktion auf die Syrienkrise. Auch die daraus resultierenden Schwierigkeiten haben Ankara dazu motiviert, wirtschaftliche Sanktionen gegen Damaskus zu verhängen, Flüchtlingslager auf dem eigenen Territorium zu errichten und alle Vorkehrungen zu treffen, um notfalls eine Pufferzone auf syrischem Gebiet zu bilden. Zu einer Ablösung der Regierung Assad sieht die Türkei keine Alternative.
Mehrfach bestand bis dato auch bereits die Gefahr für die Türkei, in die bewaffneten Auseinandersetzungen des Nachbarlandes aktiv involviert zu werden. Dies war beispielsweise der Fall, als 2012 ein türkischer Kampfjet über dem Mittelmeer abgeschossen wurde, wobei zwei Piloten starben. Dies war wenig später der Fall, als es in türkischen Grenzstädten zu Bombenexplosionen kam, hinter denen angeblich die syrische Regierung stecken soll.Viele in der Türkei sahen in diesen Ereignissen bereits Vorzeichen eines Stellvertreterkrieges zwischen Russland und dem Iran auf der einen und den USA und ihren Verbündeten auf der anderen Seite.
[h=2]Syrienkrise schadet Türkei vor allem wirtschaftlich[/h]Was der Türkei vor allem Sorgen bereitet, ist der zunehmende schiitische Einfluss, dessen Grundlage eineStärkung der Position des Iran ist, und der auf regionaler Ebene Ankaras Interessen entgegenlaufen könnte. Neben Russland und dem Iran haben auch China, der Libanon und der Irak die Regierung in Damaskus in unterschiedlicher Weise unterstützt. Dies zeigt sowohl der Türkei als auch den USA, dass die Allianz zwischen dem Iran und Syrien ihre internationalen und regionalen Positionen gefährdet, zumal beide auf die Idee kommen könnten, sich die terroristische PKK gegen die Türkei zunutze machen zu können, aber auch die zahlreichen bewaffneten Milizen des so genannten „Schiitischen Halbmondes“, die für jede Menge Instabilität im Nahen Osten verantwortlich sind.
Der „Arabische Frühling“ in Syrien hat der Türkei aber wirtschaftlich stärker geschadet als militärisch. Dies wirft die türkische Außenpolitik wieder in das alte Dilemma zurück, ob sie nun auf eine Soft-Power-Strategie oder nicht doch stärker auf militärische Abschreckung setzen soll. Die Türkei scheint letztere Option nicht aus dem Auge verloren zu haben. Deshalb erlaubte Ankara den USA auch, ballistische Raketen auf ihrem Territorium zu stationieren, um notfalls Unterstützung im Fall der Errichtung einer Pufferzone zu haben. Auf Smart Power setzt die Türkei jedoch, soweit es darum geht, Verbündete für das Ziel eines Regierungswechsels in Damaskus zu suchen.

Quelle: Türkische Außenpolitik zwischen Diplomatie und militärischer Stärke - eurasianews
 
Ege'de Yunan Tacizi durmak bilmiyor


Yunan uçaklarından taciz


Genelkurmay Başkanlığı, Hava Kuvvetleri Komutanlığı'na ait ve Ege'de dün eğitim uçuşu yapan F-16'lara, Yunanistan'a ait 2 adet F-4/2000 uçaklarının radar kilidini muhafaza etmek suretiyle 3 kez tacizde bulunduğunu açıkladı.

DHA | | 04 Şubat 2015, 14:08



Genelkurmay Başkanlığı tarafından yapılan açıklama şöyle; "Egede dört adet F-16 ile Ege Eğitim Uçuşu icra edilmiştir. Bu uçuşlar esnasında; iki adet F-16 uçağına, Yunanistana ait iki adet F-4/2000 uçağı tarafından 500 feet irtifada; saat 14.54te Midilli Adası kuzeybatısında, dokuz deniz mili yandan, 15 saniye süre ile, saat 14.58de İpsara Adası kuzeybatısında, 8.5 deniz mili geriden, 10 saniye süre ile, saat 15.04te Sakız Adası güneybatısında, sekiz deniz mili geriden, 12 saniye olmak üzere toplam 37 saniye süre ile radar kilidini muhafaza etmek suretiyle üç kez tacizde bulunulmuştur."










Vedat Şahin'in öldürülmesiyle ilgili 14 kişi gözaltında

23 Ocak 2015 21:03 (Son güncelleme 23 Ocak 2015 21:07)
Şişli'de Vedat Şahin ve korumasının öldürüldüğü silahlı saldırıya ilişkin 14 kişi gözaltına alındı.

İSTANBUL
İstanbul Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri, 24 Aralık'ta Nişantaşı'nda meydana gelen ve Şahin ile bir korumasının öldüğü, diğer korumasının da yaralandığı silahlı saldırının faillerini belirledi.
Dün geceden itibaren İstanbul'un da aralarında bulunduğu birçok ilde bazı adreslere baskın düzenleyen ekipler, 14 şüpheliyi gözaltına aldı.
Vatan Caddesi'ndeki İstanbul Emniyet Müdürlüğü'ne götürülen şüphelilerin işlemleri devam ediyor.
Yetkililer, soruşturmanın sürdüğünü ve gözaltı sayısının artabileceğini bildirdi.
Nişantaşı Vali Konağı Caddesi'nde 24 Aralık akşamı meydana gelen olayda, Sedat Şahin'in kardeşi Vedat Şahin ve iki korumasına uzun namlulu silahla ateş açılmıştı. Saldırıda Vedat Şahin ile korumalardan Ferdi Topal olay yerinde hayatını kaybetmiş, Evren Aydın ise yaralanmıştı.
Muhabir: Halil Demir

Um diese Inhalte anzuzeigen, benötigen wir die Zustimmung zum Setzen von Drittanbieter-Cookies.
Für weitere Informationen siehe die Seite Verwendung von Cookies.
 
Cemaat > CHP

CHP'den cemaat adımı


[FONT=pt_sansregular]CHP heyeti, bu kez Fethullah Gülen cemaatine yakınlığıyla bilinen Samanyolu Yayın Grubu'nun başkanı Hidayet Karaca'yı, Silivri'de ziyaret edecek.[/FONT]
[FONT=pt_sansregular]Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu ve savcı kökenli İstanbul Milletvekili Ali Özgündüz'den oluşacak CHP heyeti, Pazartesi günü Silivri'de Hidayet Karaca'yı ziyaret etmek için, Adalet Bakanlığı'na resmen başvuruda bulundu.[/FONT]
[FONT=pt_sansregular]Başvuru sonucunun, bugün öğleden sonra alınması bekleniyor.[/FONT]
[FONT=pt_sansregular]Samanyolu Yayın Grubu Başkanı Hidayet Karaca, 14 Aralık operasyonu ile gözaltına alınmış, ardından tutuklanmıştı.[/FONT]
[FONT=pt_sansregular]Karaca, "terör örgütü kurmak ve yönetmek" suçlamasıyla 54 gündür tutuklu bulunuyor.[/FONT]
[FONT=pt_sansregular]14 Aralık operasyonunda, aralarında Zaman Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ekrem Dumanlı'nın da bulunduğu çok sayıda kişi gözaltına alınmıştı. Dumanlı daha sonra serbest bırakılmıştı.[/FONT]
 
Zurück
Oben