Die Verbrechen und Greultaten der Griechen im Türkischen Befreiungskrieg
*Fotograflari eklemedim.
Hazırlayan SAMİ ÜMÜT Haymana Kaymakamlığı Emekli Yazı İşleri Müdürü
Yunan araştırmacı yazar-gazeteci Tasos Kostopulos “1912-1922 Savaş ve Etnik Temizlik” adlı kitabında, Yunan askerinin Kurtuluş Savaşı öncesi Anadolu’da işlediği cinayetleri, barbarlıkları tanıkların ifadeleri ve belgelerle gün ışığına çıkardı.
Kitap, 1912’de 1. Balkan Savaşı’ndan başlayarak, Kurtuluş Savaşı sonuna kadarki döneme farklı bir açıdan (Anadolu’da, Trakya’da, Makedonya’da nüfus dağılımı, Yunanlıların, Bulgarların, Sırpların, Türklerin, Ermenilerin, Pontuslu Rumların cinayetleri, siyasi ortamlar v.s) bakılıyor. İşte 1919-1922 arasında kitaptan bazı çarpıcı bölümler:
Cinayet, tecavüz, işkence (Mord,Vergewaltigungen,folter):
Yunan askerinin gelişi sırasında İzmir limanında şeref kıtasına karşı birkaç el ateş edilmesi gerekçe gösterilerek, Yunan askerleri ve silahlı olan bazı yerel hristiyanlar, iki gün süreyle şiddet, cinayet, tecavüz ve yağmalamaya giriştiler. 200 kişi öldürüldü. Aralarında bir okulun bir sınıfının tüm öğrencileri ve öğretmenlerinin de bulunduğu 2500 kişi yakalanıp işkence gördü. Şehirdeki bazı Yahudiler de öldürüldü ve dükkanları yağmalandı. Yunan askeri, İzmir’in birkaç kilometre ötesine kadar adeta bir daire çizilmişçesine, ne kadar müslüman köyü varsa hepsine saldırdı. Müttefiklerin oluşturduğu araştırma heyeti, İzmir’de dökülen onca kandan Yunan ordusunu sorumlu tuttu.
Çocuklara atış talimi
(Yunan doktor anlatıyor) Uşak yakınlarındaki köyde Türk kadınları, çocuklar ve yaşlılar camiye kapanmıştı. Bizim bazı askerler durumu farketti. Tüm pis heriflerin yapacağı gibi caminin kapısını kırıp kadınlara tecavüz edecekleri yerde, topladıkları otları yakıp caminin pencerisinden içeri attılar. Dumandan insanlar dışarı koşuştular, o zaman da bizim reziller kadın ve çocuklara atış talim tahtası imiş gibi ateş etmeye başladılar…
Türk kızın çığlıkları
(Köprühisar 1920: Yunan subayı Dimitriu anlatıyor) Eve girdim, ölü bir Türk ihtiyarın cesedi üzerinden geçtim. İçerden sesler geliyordu. 10 kadar Yunan askeri bir Türk kızını eteklerini kaldırmışlar zorla dansettiriyorlardı. Bana, ‘gel sen de mezeden tat’ dediler. Türkçe ‘Ayıp’ dedim. Türk kızı yanıma koştu ayaklarıma kapanarak ‘Beni kurtar’ dedi. Askerlere yalvardım, kadındır yapmayın dedim. Biri süngüsünü çıkarıp bana doğru yöneldi. Kaçmak zorunda kaldım. Kadının çığlıklarını unatamadım. Sabaha karşı Köprühisar’daki bin kadar ev alevler içindeydi.
Yakma emirleri Prens’ten
(Bir Yunan askeri anlatıyor): Her şeyi yakmamız emrini Prens Andreas vermişti.
(30 Ağustos 1921: Yunan ordusundaki bir fotoğrafçı anlatıyor) Ayrıldığımız her yeri yakıyoruz. Dehşet verici bir manzara.
(4 Eylül 1921: Nikos Vasilikos anlatıyor) Bazılarımız Roma’yı yakan imparator Neron gibi mutlu. Verilen emir açık. Neyi taşıyamıyorsanız yakın. Onca köyde yaşlılar, hastalar, sakatlar, çoçuklar ne yaptı meçhul…
Ailelerin önünde tecavüz
(9 Temmuz 1921: Yunan subay anlatıyor) Arıveren köyüne girdik. Kızlara ailelerinin gözü önünde tecavüz edildi. Askerler o gece yağmaladıkları ipek yorganlarda yattılar.
(Binbaşı Panagakos anlatıyor) Uşak’da Türkler korkudan ailelerini geceleri mezarlıklarda gizliyorlardı. İki Yunan askerinin tecavüz etmeye çalıştığı genç bir kızı kurtardım. Annesi koşarak ellerimi öpmeye başladı. Az ilerde diğer iki kızı yerde cansız yatıyordu.
Kaynak:tarihibakıs.com
1921 Yunanlı askerlerin baltalarla bir Türk’ü katledişleri.
Kaltaklı Köyü Bu köyde Yunanlılar bilhassa kadınlara karşı en hayvanî ve en vahşî işkenceleri yapmışlardır.Hatta küçük yaşta çocuklara bile saldırmışlar ve bu yüzden bazıları feci şekilde şehit edilmişlerdir. Ali oğlu x'in eşi x'e taarruz eden 6 Yunan askerine karşı orada muhacir olarak bulunan Yaprakbayır köyü muhtarı Ahmet Çavuş'u, zavallı kadını bu vahşî azgınların elinden kurtarmak için yaptığı atılım üzerine zavallı adamı parçalayarak öldürmüşlerdir.
Muhacir olarak Kaltaklı köyüne gelmiş olan Yaprakbayırlı Mehmet'in eşi x isminde genç ve iki saat evvel doğum yapmış olan ... Yine Kaltaklı'da muhacir olan Bahçecikli Ali'nin kızı 8 yaşında x'e 6 Yunan eri tecavüz etmiş ve zavallı çocuk bu tecavüzden bir saat sonra feci bir şekilde ölmüştür. Bundan başka İnler Katrancı, Bahçecikten Yunanlılardan kaçarak Kaltaklı'ya Hacı Ahmet'in yeğeni x ve Memiş'in kızı x isminde iki genç kıza da birçok Yunanlı asker topluca tecavüzde bulunmuşlardır. Kaltaklı köyünün yerlilerinden Ömer adındaki şahsın eşi x'de bu vahşi tecavüze uğrayan kadınlar arasındadır. Şemse ismindeki bir kadın, oğulları Mehmet ve Ali ile birlikte katledilmişlerdir. Köylüler kendi gözleri önünde diğer iki Müslümanın aynı yerde şehit edilmişlerdir.
Soğucalı (Soğulca) Köyü Bu köyde kadınlara tecavüz olayları devamlı olarak yapılmıştır. Bunlar arasında isimleri arşiv belgesinde mevcut olan birçok kadın ve kız vardır. Bu arada bekâr bir kız olan x'e 30 Yunanlı asker tecavüz etmiştir.
Haymana'nın Karapınar Köyünden Gelen Köylülerin ifadeleri 4 ncü Kolordu'nun sol kanadında, 4 ncü Tümen cephesinde cereyan eden savaşta 400-500 kadar yaralı Yunan askerleri, zorla Türk köylülerinin sırtında taşınmıştır.
Haymana’nın 120 haneli Şeyh Ahmet Köyü içindeki insanlarla birlikte yakılmıştır. Yunanlılar halkı binalara doldurup, kapı ve pencerelerini kapadıktan sonra içindekileri diri diri yakmışlardır. Harebe haline gelen bu köyde simsiyah cesetler, pencere parmaklıklarına yapışmış yanık eller, bilezikli kadın kolları görülmüştür.
Kaynak: Talat Yalazan Türkiye'de Yunan vahşet ve soy kırımı girişimi:
1921 Yunanlıların Sakarya Savaşı esnasında Haymana köylerinden toplayıp götürdükleri Türk erkek ve kadınlar.
*Fotoğrafı Yunanlı fotoğrafçı askerler çekmiştir.
SORU: Bu ara hala ortak Devlet isteyen varsa el kaldirsin!!