"2015’i şanlı mücadelelerimizin yıldönümü olarak kutlarken birileri de bu yılı Türkiye karşıtlığına dönüştürmek istiyor. Ermeni diasporası her yerde Ermeni soykırımı iddialarıyla Türkiye düşmanlığını aşılamaya çalışıyor. Ermenilerin yaşadığı acıları canlı tutmaktan ziyade amaç ülkemize ve milletimize düşmanlık yapmaktır. Biz başından beri samimi duruşu sergiliyoruz tarihin her döneminde olduğu gibi bu yıllarda da acılar yaşanmış olabilir. Sadece Ermeniler etkilenmedi. Balkanlarda Kafkaslarda tarihin en büyük Müslüman katliamı bu yıllarda yaşandı. Ermenilerden zarar gören yüzbinlerce Müslüman vardır."
"Ey Ermeni diasporası, ey Ermenistan yönetimi gelin buyurun bizim arşivlerimiz, belgeler burada. Milyonu aşmış, tasnifi yapılmış belgemiz var. Senin ne kadar var? Çıkar belgelerini. Tarihçileri, arşivcileri, siyaset bilimcileri görevlendirelim. Arkeolog ve hukukçuları da… Gelip çalışsınlar, her şey ortada. Gerçeği, burada arayalım. Ülkeleri dolaşıp, para yedirip, ahlaki olmayan yollara tevessül etmek suretiyle Türkiye aleyhine yapacağınız kampanyalardan bir şey kazanamazsınız. Hepimize lazım olan gerçeğe, başka ülkelerin senatolarında Türkiye aleyhine kararlar çıkartarak, medyasını kullanarak ulaşamazsın. Neyin nasıl yapıldığını biliyoruz. Gerçeğin aranacağı arşivler buralarda. Çağrımıza cevap alamıyoruz. Ordumuzun dahi arşivlerini açmaya hazırız ama olumlu cevap alamadık. Tarihçi ve bilim insanlarından ortak komisyon önerimize de cevap alamadık. Teklifimiz ısrarla görmezden geliniyor."
"Amaç gerçeği bulmak değil, oluşturulan algı üzerinden Türkiye'ye saldırmak, zarar vermek, başka bir şey yok. Hiç kimse kusura bakmasın, bizim bu konuda kimseye veremeyecek bir hesabımız yoktur. Biz sadece kendi milletimizin son 100-150 yıllık yaşadığı acıların peşine düşsek, Ermeni iddialarından katbekat daha fazla söyleyecek sözümüz, soracak hesabımız çıkar"
Türkei: Razzia bei Journalisten wegen Erdogan-Beleidigung
US-Senatoren fordern Ende von "Medienzensur"-Versuchen in der Türkei
Istanbul - In der Türkei sind drei weitere Journalisten wegen angeblicher Beleidigung von Staatspräsident Recep Tayyip Erdogan ins Visier der Justiz geraten. Nach Presseberichten vom Donnerstag durchsuchte die Polizei im südtürkischen Adana die Wohnungen der Journalisten Aytekin Gezici und Abdullah Özyurt und beschlagnahmte Telefone sowie Computer.
Beiden wird demnach vorgeworfen, Erdogan mit Kommentaren auf Twitter beleidigt zu haben. Der Journalist Mustafa Hos wurde unterdessen auf Antrag Erdogans von der Staatsanwaltschaft verhört, weil er den Präsidenten in einem Buch mit dem Titel "Big Boss" beleidigt haben soll.
Erdogans Anwälte und die Staatsanwaltschaften gehen in jüngster Zeit verstärkt gegen Personen vor, die das Staatsoberhaupt mit kritischen Äußerungen beleidigt haben sollen. Nach Angaben der Istanbuler Anwaltskammer wurden mehr als 80 Türken wegen Beleidigung des Präsidenten angeklagt, seit Erdogan im vergangenen August zum Staatsoberhaupt gewählt wurde.
Kritik von US-Senatoren
In den USA forderten unterdessen mehrere Senatoren Außenminister John Kerry auf, sich für mehr Pressefreiheit in der Türkei einzusetzen. "Der Versuch der türkischen Regierung, die türkischen Medien zu bestrafen und zu zensieren, ist Anlass zu großer Sorge für die Vereinigten Staaten", hieß es in einem am Donnerstag (Ortszeit) veröffentlichten Schreiben.
In dem von 74 der 100 US-Senatoren unterzeichneten Aufruf steht weiter: "Ein so breites Bemühen der türkischen Regierung, Medien zu zensieren, ist ein Affront gegen die Grundprinzipien der Demokratie, der freien Gesellschaft, der freien Marktwirtschaft, der Rechtsstaatlichkeit und der Chancengleichheit." Die Senatoren fordern Kerry dringend dazu auf, die Angelegenheit mit Erdogan zu besprechen.
Auf dem Index zur Pressefreiheit der Organisation "Reporter ohne Grenzen" (ROG/RSF) steht die Türkei auf Rang 154 von 180. Die politische Führung der Türkei weist Zensurvorwürfe regelmäßig zurück und verbittet sich jede Einmischung. Erdogan sagte Ende vergangenen Jahres: "Auf der Welt gibt es keinen Platz, an dem die Medien so frei wie in der Türkei sind." (APA, 19.3.2015)
Türkei: Razzia bei Journalisten wegen Erdogan-Beleidigung - Türkei - derStandard.at ? International
Bugünkü paralel suç örgütü medyasında 74 ABD’li senatörün Dişişleri Bakanı Kerry’e hitaben yazdığı “ Türkiye’Maradona insan hakları ihlalleri” başlıklı bir mektup manşetlere taşındı. Paralel Suç Örgütü tarafından finanse edildiği belgelenen 74 senatörün bu mektubu nasıl kaleme aldığı, bu ihanetin arkasında hangi paralelcilerin olduğu, günler öncesinden bu mektubun paralelciler tarafından nasıl sızdırıldığı ve nasıl silindiği Gazeteci İsmail Cesur tarafından deşifre edildi.
İŞTE ABD SENATOSUNDAKİ PARALEL İHANETİ DEŞİFRE EDEN O YAZI:
Cemaatin "Senatör Markajı" ve 74 Senatör'ün Kerry'ye Mektubu 7 Şubat Krizi, Gezi olayları, dershane tartışmaları ve nihayetinde 17-25 Aralık darbe girişimleri sonrasında Fethullahçıların uluslararası arenada üzerinde durdukları, gece gündüz muvaffak olmak için çalıştıkları en önemli misyonları, malesef Türkiye'yi karalamaktan ibaret. Avrupa Birliği kulislerinden Afrika'nın küçük ülkelerine, Orta Asya'da okullar üzerinden tutun, ABD'nin tüm yasama organlarına kadar faaliyet alanlarını bu gayeye seferber etmiş durumdalar.
MEKTUPTA HİDAYET KARACA, EKREM DUMANLI MOTİFLERİ
Bunun son örneği, bu yazıya başlamadan dakikalar önce yayımlanan, 74 senatörün imzaladığı, ABD DİB Kerry'ye hitaben yazılan "Türkiye'Maradona İnsan Hakları İhlalleri" konulu mektup. Mektupta bol bol Hidayet Karaca ve Ekrem Dumanlı motifleri mevcut. Türkiye'de basın özgürlüğünün kısıtlanmakta olduğundan dem vurulan bir kağıt parçası adeta.
Lafı fazla uzatmaya gerek yok. Bu mektubun Gülen Örgütü'nün pompalamalarıyla yayınlandığı fikrine, mektubun içeriğine bakan her insan çok kolay ulaşabilir. Fakat bu yazıda belirteceğim bazı hususlar bu fikri güçlendirir nitelikte.
17 MART'TA PAYLAŞTILAR SONRA SİLDİLER
17 Mart akşamı, Paralel Örgüt'ün Amerika'da ikamet etmekte olan sadık gazeteci adaylarından Mahir Zeynalov'un kaleme aldığı "73 Senatör Kerry'yi Türkiye'Maradona medya özgürlüğünü savunması için sıkıştırdı" başlıklı yazısının 1 güne yakın bir süre, ya da bir kaç saat Today's Zaman'da yayında kalıp, daha sonra her nedense kaldırıldığı ortaya çıktı.
Bu haber daha sonra Cihan Haber Ajansı'nın İngilizce sayfasında da yer buldu fakat bir süre sonra oradan da kaldırılmış olduğu görüldü. Haberin içeriğine google cache yoluyla ulaşıldığında da, haberde yer alan mektubun, bugün yayınlanan mektupla aynı olduğu ortaya çıkıyor. Link burada:http://webcache.googleusercontent.com/search?q=cache:C?HAN
Amerikan Senatosu'ndan çıkan bu mektubun 1-2 gün önce bir gazetede yer alması gazetecilik açısından bir "başarı" olarak değerlendirilebilir. Mektuba ulaşan biri de bunu gayet haber yapabilir. Fakat burada kafalarda bu işin içinde Paralel Örgüt'ün pompalaması olduğu algısını oluşturan kilit soru şu: Madem yayınladılar, haberi sonradan neden kaldırdılar? Bu soruyu twitter'da gazetenin ve ajansın yetkililerine sorduğumuzda bir cevap alamamamız kafamızdaki bu fikri bir kat daha güçlendirdi. Bu fikir üzerinden biraz araştırma yaptığımda da değişik sonuçlara ulaştım. Bir iki saat içinde ulaşabildiğim bilgileri yazayım.
PARALEL'İN ABD'DEKİ ORGANİZASYONU TURKİC AMERİCAN CONVENTION
Dün DC'de, Paralel Örgüt'e yakınlığı herkesin malumu olan bir "çatı organizasyon" olan Turkic American Alliance'ın her yıl düzenlediği "Turkic American Convention" adlı bir etkinlik gözüme çarptı. Etkinliğin twitter hesabına girdiğimde, "senatörlerden mektup" haberinden yola çıkarak, organizasyona hangi senatörlerin katıldığına baktım. Sonuç çok da şaşırtıcı değil. Organizasyonda boy gösteren senatörlerin hepsinin, bugün yazılan mektupta imzası var. Bunları da paylaşayım:
Senatörler Angus King,Bill Cassidy, Rob Menendez, John Boozman, Martin Heinrich, Robert Wicker, Tom Tillis bunlardan bazıları:
Paralellerin tüm çabaları tabii ki senatörleri kendi organizasyonlarına çağırmaktan ibaret değil. Geçtiğimiz aylarda 88 Temsilciler Meclisi üyesinin yine Kerry'ye yazdığı, neredeyse aynı içerikli mektubun yayınlanması sonrası Ragıp Soylu tarafından bu 88 milletvekilinin yarısına yakının Paralel Örgüt ile bağlantılı organizasyonlarından aldıkları bağış ve ücretsiz gezileri açığa çıkaran bir yazı yayınlanmıştı.http://www.dailysabah.com/politics/2015/02/09/gulen-movement-woos-us-congressmen-with-campaign-donations-and-free-trips
Bunun yanında, mektupta imzası olan senatörlerden bazılarına Paralel Örgüt'ün uzun süredir nasıl "markaj" yaptığını ve yaptıkları anormal bağışları göstermekte de fayda var.
PARALELCİ MAHİR ZEYNALOV'UN ABD SENATOSUNDAN İLGİNÇ TAKİPÇİLERİ!
Senatör Kelly Ayotte'un, Paralel Örgüt'ün önemli isimlerinden biri olan, Turquoise Council Başkanı Kemal Öksüz'e yolladığı, kendisini ziyareti sonrası teşekkür mektubu: http://www.tcae.org/letter-from-us-senator-kelly-ayotte-nh/
Aynı Kemal Öksüz ve yakınındakilerin, Mektupta imzası bulunan senatörlerden bazıları (Örn: Thad Cochran) ve diğer siyasi figürlere yapmış oldukları binlerce dolarlık bağışları gösteren bir liste:http://www.opensecrets.org/address/contribs.php?zip=77071
Tüm bunların yanında, TZ tarafından kaldırılan bu malum haberin sahibi Mahir Zeynalov'un twitter hesabında en son takip ettiği kişilerin, mektubu imzaya açan Senatörler Chuck Schumer ve Roger Wicker olması da ya büyük bir gazetecilik başarısının, ya inanması güç bir tesadüfün, ya da bu mektubun metin yazarlarının sadece Senatörler olmadığının bir göstergesi mahiyetinde.
Senatörler tarafından yayınlanan mektubun öncesi ve sonrasında ortaya çıkan veriler göz önüne alındığında, insanın aklında zaten var olan Paralel Örgüt ve siyaset ilişkisine dair soru işaretleri daha da kalınlaşıyor.
PARALEL İHANET ÇETESİ ABD'DE TÜRKİYE ALEYHİNDE ÇALIŞIYOR
Tabii ki bu mektuba imza atan Senatörlerin her birini tek tek suçlamak doğru bir yaklaşım olmaz. ABD insanının genel perspektifini de göz önünde bulundurduğumuzda, buna bir de Türkiye'de asıl olan bitenle ilgili bilgi eksikliği eklenince, bu imzaların bazılarının atılmasında farklı sebepler de olduğunu görmemiz mümkün.
Fakat bu ihtimal, paralellerin elinin ne kadar kirlendiği ve nihai hedefinin bu tür yollarla ülkemizin imajını alt üst etmek olduğu gerçeğini saklayamıyor.
Üstelik bu ihanetin, bu örgüte gönül vermiş insanların, okullarında çocuklarını emanet eden ailelerin, rızkının, iş gücünün, emeğinin büyük bölümünü iyi niyetiyle bu örgüte hibe edenlerin paralarıyla yapılıyor olması, meselenin asıl acı boyutunu gözler önüne seriyor. Malesef…
Folge dem Video um zu sehen, wie unsere Website als Web-App auf dem Startbildschirm installiert werden kann.
Anmerkung: This feature currently requires accessing the site using the built-in Safari browser.
Wir verwenden essentielle Cookies, damit diese Website funktioniert, und optionale Cookies, um den Komfort bei der Nutzung zu verbessern.
Siehe weitere Informationen und konfiguriere deine Einstellungen