Aktuelles
  • Herzlich Willkommen im Balkanforum
    Sind Sie neu hier? Dann werden Sie Mitglied in unserer Community.
    Bitte hier registrieren

Osmanisches Reich: rassistisch oder tolerant

Die Bekaempfung von Aleviten hatte eher einen politischen Motiv als einen religiösen.
Häh?
Die anatolischen Turkmenen haben nicht nur aus religiöser Überzeugung einen anderen Weg des Islams bevorzugt.
Ihre Wahl war sowohl politisch als auch sozioökonomisch motiviert.
Also sie haben sich entschlossen Alevite zu werden, weil sie scharf drauf waren unterdrückt zu werden?

Diese Steuer ist die grösste Ursache für den Aufstand gegen die Begs und den Sultan. Sie distanzierten sich vom Osmanischen Hof, verbündeten sich mit dem schiitischen Schach aus Iran und kaempften gemeinsam mit dem iranischen Schach gegen den Sultan.

Es ging vorallem um freie Ausübung des Glaubens. In einem sunnitischen Machtegebilde, wie es das Osmanische Reich darstellte, war kein Platz für ein 2te islamische Strömung. Schon gar nicht, wenn es sich um eine Schiitische handelte.
Alevitenverfolgungen im Osmanischen Reich ? Wikipedia


Dieser Machtkampf, diese Periode war genau die Zeit, in dem sich die anatolischen Staemme von dem sunnitischen Islam des Sultans für immer verabschiedeten und einen anderen Weg waehlten; ein Mix aus dem alten tengrischen Glauben und einer gemeassigten Schia.

Und das wären dann die heutigen Aleviten? eine mischung aus alten tengrischen Glauben und einer gemässigten Schia? Was ein Blödfug, sorry Dayko. Dann zeig mal bitte auf, welche Elemente aus dem "Tengrischen Glauben" bei den anatolischen Aleviten anwendung finden.
 
Häh?


Also sie haben sich entschlossen Alevite zu werden, weil sie scharf drauf waren unterdrückt zu werden?



Es ging vorallem um freie Ausübung des Glaubens. In einem sunnitischen Machtegebilde, wie es das Osmanische Reich darstellte, war kein Platz für ein 2te islamische Strömung. Schon gar nicht, wenn es sich um eine Schiitische handelte.
Alevitenverfolgungen im Osmanischen Reich ? Wikipedia




Und das wären dann die heutigen Aleviten? eine mischung aus alten tengrischen Glauben und einer gemässigten Schia? Was ein Blödfug, sorry Dayko. Dann zeig mal bitte auf, welche Elemente aus dem "Tengrischen Glauben" bei den anatolischen Aleviten anwendung finden.


Was ist mit den Bektasi?
 
Häh?


Also sie haben sich entschlossen Alevite zu werden, weil sie scharf drauf waren unterdrückt zu werden?



Es ging vorallem um freie Ausübung des Glaubens. In einem sunnitischen Machtegebilde, wie es das Osmanische Reich darstellte, war kein Platz für ein 2te islamische Strömung. Schon gar nicht, wenn es sich um eine Schiitische handelte.
Alevitenverfolgungen im Osmanischen Reich ? Wikipedia




Und das wären dann die heutigen Aleviten? eine mischung aus alten tengrischen Glauben und einer gemässigten Schia? Was ein Blödfug, sorry Dayko. Dann zeig mal bitte auf, welche Elemente aus dem "Tengrischen Glauben" bei den anatolischen Aleviten anwendung finden.



Deutsche Quellen habe ich ledier nicht, Gonzo.
Ich kenne mich mit den Tahtaci-Türken, alevitischen Türken in der Westtürkei (Marmara und Aegaeis) und den alevitischen Çepni-Türken aus dem Schwarzmeerregion aus.

Prof. Orhan Türkdoğan(1995:654)’a göre, Alevî-Sünnî bütünleşmesinde
Hanefilik önemlidir. Çünkü bu mezhebin Anadolu’da hakim unsur olması bir yana
hoşgörülü, liberal düşünce sistemini temsil etmesi bakımından önemli rol oynayabilir.
Osmanlı Devleti’nde halkın inançta mezhebi Maturidi iken Yavuz döneminde
Halifelik ile birlikte Arap ulemasının etkisiyle Anadolu’ya Arap Eşari inancı gelmiştir.
Eşari inancını daha çok yöneticiler ile Osmanlı uleması benimsemiş, halk ise Maturidi
inancı sürdürmüştür. Bu yüzden Osmanlı’da Sünnî halkla Alevî halkı arasında
herhangi bir mücadele olmamış ve bu daha çok devlet yöneticileri ile Alevî halkı
arasında geçmiştir.
Türkler’in itikatta mezhebi olan Maturidi inancına göre, inandım, diyen herkes
Müslüman kabul edilmektedir. Alevîlerde Maturidi inancı benimsemişlerdir.
Dolayısıyla Sünnî halkla Alevî halkı itikat mezhebi olan Maturidilikte birleşmektedirler.
Bu bütünleşmede önemli bir unsur olabilir.
Ehl-i sünnet aslında Peygamber’in yolundan gitmek ve onu takip etmek
anlamına gelmektedir. Bu anlamda herhalde Hz. Ali ve oğulları Hasan ile
Hüseyin’den daha fazla Ehl-i sünnet olabileceği düşünülemez. Nitekim kendisi
de bir Alevî olan Rıza Zelyut(1992:37)’a göre Peygamberin koyduğu
kuralları(sünneti) gerçek anlamda yaşatan Alevîler olmuştur. Fakat zamanla bu
yolu takip edenler Ehl-i sünnetten sapmış olarak değerlendirilmiştir. Bunun
daha çok siyasal bir değerlendirme olduğunu düşünüyoruz. Çünkü dünyada
çeşitli gruplara mensup insanlar, genellikle kendi inançlarının doğru olduğundan
şüphe etmemekte ve kendisinin dışındakileri sapıtmış olarak
değerlendirilmektedir
....
ALEV?L?KTE TEMEL ?NANÇ UNSURLARI VE PRAT?KLER


Sıraç Topluluklarında iki türlü cenaze kaldırılmaktadır. Bunlardan ilki ve yaygın olanı Sünni inançlı insanların kaldırdığı şekilde kuranla v.b. şekilde kaldırılanıdır. İkinci şekil ise tüm Hubyarlı Sıraç topluluklarında eskilerde olduğu gibi halen de günümüzde de Orta Asya Türkmen geleneklerine göre kaldırılanıdır. Bu şekle göre; Kişi öldükten sonra köyde bulunan dede ya da sofu kişinin öldüğünü köy ahalisine duyurtur. Bundan sonra ağıt v.b törenler yapıldıktan sonra ölü kişinin üzerine yeni elbiseleri giydirilir. Diğer taraftan eşilen mezara bir döşek serilir , yastık konulur. Ölü kişi bir salla mezarlığa getirilir. Önceden hazırlanan döşeğin üzerine konulur. Üzerine yorganı örtülür. Ve mezar toprakla kapatılır. Sofu veya Dede Türkçe deyişlerini ve dualarını okurlar. Bu topluluklarda KURAN okunmaz , mezar taşlarında fatiha veya benzeri kelimeler yer almaz. Arapça bir kelime hiç yer almaz. Sıraç topluluklarının küçümsenemeyecek bir sayıda olan köylerinde cenazeler bu şekilde kaldırılmaktadır.

Atalar Kültürü - Hubyar.Net
 
Deutsche Quellen habe ich ledier nicht, Gonzo.
Ich kenne mich mit den Tahtaci-Türken, alevitischen Türken in der Westtürkei (Marmara und Aegaeis) und den alevitischen Çepni-Türken aus dem Schwarzmeerregion aus.

Prof. Orhan Türkdoğan(1995:654)’a göre, Alevî-Sünnî bütünleşmesinde
Hanefilik önemlidir. Çünkü bu mezhebin Anadolu’da hakim unsur olması bir yana
hoşgörülü, liberal düşünce sistemini temsil etmesi bakımından önemli rol oynayabilir.
Osmanlı Devleti’nde halkın inançta mezhebi Maturidi iken Yavuz döneminde
Halifelik ile birlikte Arap ulemasının etkisiyle Anadolu’ya Arap Eşari inancı gelmiştir.
Eşari inancını daha çok yöneticiler ile Osmanlı uleması benimsemiş, halk ise Maturidi
inancı sürdürmüştür. Bu yüzden Osmanlı’da Sünnî halkla Alevî halkı arasında
herhangi bir mücadele olmamış ve bu daha çok devlet yöneticileri ile Alevî halkı
arasında geçmiştir.
Türkler’in itikatta mezhebi olan Maturidi inancına göre, inandım, diyen herkes
Müslüman kabul edilmektedir. Alevîlerde Maturidi inancı benimsemişlerdir.
Dolayısıyla Sünnî halkla Alevî halkı itikat mezhebi olan Maturidilikte birleşmektedirler.
Bu bütünleşmede önemli bir unsur olabilir.
Ehl-i sünnet aslında Peygamber’in yolundan gitmek ve onu takip etmek
anlamına gelmektedir. Bu anlamda herhalde Hz. Ali ve oğulları Hasan ile
Hüseyin’den daha fazla Ehl-i sünnet olabileceği düşünülemez. Nitekim kendisi
de bir Alevî olan Rıza Zelyut(1992:37)’a göre Peygamberin koyduğu
kuralları(sünneti) gerçek anlamda yaşatan Alevîler olmuştur. Fakat zamanla bu
yolu takip edenler Ehl-i sünnetten sapmış olarak değerlendirilmiştir. Bunun
daha çok siyasal bir değerlendirme olduğunu düşünüyoruz. Çünkü dünyada
çeşitli gruplara mensup insanlar, genellikle kendi inançlarının doğru olduğundan
şüphe etmemekte ve kendisinin dışındakileri sapıtmış olarak
değerlendirilmektedir
....
ALEV?L?KTE TEMEL ?NANÇ UNSURLARI VE PRAT?KLER


Sıraç Topluluklarında iki türlü cenaze kaldırılmaktadır. Bunlardan ilki ve yaygın olanı Sünni inançlı insanların kaldırdığı şekilde kuranla v.b. şekilde kaldırılanıdır. İkinci şekil ise tüm Hubyarlı Sıraç topluluklarında eskilerde olduğu gibi halen de günümüzde de Orta Asya Türkmen geleneklerine göre kaldırılanıdır. Bu şekle göre; Kişi öldükten sonra köyde bulunan dede ya da sofu kişinin öldüğünü köy ahalisine duyurtur. Bundan sonra ağıt v.b törenler yapıldıktan sonra ölü kişinin üzerine yeni elbiseleri giydirilir. Diğer taraftan eşilen mezara bir döşek serilir , yastık konulur. Ölü kişi bir salla mezarlığa getirilir. Önceden hazırlanan döşeğin üzerine konulur. Üzerine yorganı örtülür. Ve mezar toprakla kapatılır. Sofu veya Dede Türkçe deyişlerini ve dualarını okurlar. Bu topluluklarda KURAN okunmaz , mezar taşlarında fatiha veya benzeri kelimeler yer almaz. Arapça bir kelime hiç yer almaz. Sıraç topluluklarının küçümsenemeyecek bir sayıda olan köylerinde cenazeler bu şekilde kaldırılmaktadır.

Atalar Kültürü - Hubyar.Net

Wenn du dich mit diesen Aleviten auskennst, so kennst du auch die restlichen Aleviten. Spalterischen Tendenzen sind amüsant, mehr nicht.Kennst du die Unterschiede innerhalb der alevitischen Gemeinschaften? Dieser Türkdogan scheint mir keine unabhängige quelle zu sein
 
Ich habe zuvor geschrieben, dass Aleviten im Raum Düzce-Bolu wie Sunniten beten. Die Aleviten selbst sagen ja, dass sie ''72 verschiedene Wege'' haben.
Ich kenne alevitische Studentinnen aus Mersin, die in den Haeusern der Gülen-Bewegung wohnen und die auch wie Sunniten beten, ja ich weiss, ausserordentlich spezifisch. Aleviten sind von Region zu Region anders, darum habe ich ja grosses Interesse an Dersim))
Bei den Tahtaci-Aleviten aus Aegaeis, sind Fahnen in Friedhöfen auf den Grab Sitte. Die selbe Sitte gab es bei uns vor 50 Jahren, zuerst dreieckige Fahnen, nach einer Zeit die türkische Flagge, heute keins von beiden.
 
Zurück
Oben